Gönderi

Dünya Dillerinin Sınıflandırılması
1. Bükümlü Diller: (Flektiv / Tasrifî): Bu dil grubunda sözcükler kendi temel anlamlarını muhafaza ederken çeşitli kişilerde, durumlarda ve sözlerde tuttukları yerleri ile ilgili çeşitli şekiller alırlar. Örneğin “İnnomine Patris” (babanın adında). Burada nomine sözcüğü nomen (ad, isim) sözcüğünden gelir, ardına eklenmiş “e” harfi onun “in” prepozisyonu ile ilişkisini gösterir. Patris sözcüğü pater sözcüğünün “ilgi durumundaki” şeklidir. Görüldüğü gibi burada kök sözcük değişmiştir, ancak buna rağmen onu açıkça tanımak mümkündür. Ardından eklenmiş “is” eki ise, buradaki ilgi bağlantısını anlatır. 2. Bitişimli Diller (Agglutinativ / İltisakî) Alman dilinde de “miteinander” gibi birkaç sözcüğün birleştirilerek yazılmadığını görürüz. Ancak bu bitişimlilik hadisesi değildir, çünkü onları “mit ein ander” şeklinde ayrı ayrı yazmak da mümkündür ve bu durumda da onun manasını açıkça anlarız. Bitişimli dillerde ise, ekler birbirinin ardından eklenerek (katılarak, birleşerek) gelir ve Indo-German dillerindeki flektion ögelerinin (edat, zamir vb.) vazifesini yerine getirir. Örneğin, Türk dilinde ev sözcüğünün ardına “im” ekini katarak “evim” (mein Haus) ve çoğul eki “ler” eklemek vesilesi ile “evlerim” (meine Häuser) yapılır. Bu eklerin her birisi bir anlamı gösterir ve aynı zamanda onlar, sağlam ve güçlü kaidelere uygun olarak birbirinin ardından gelir.”[152] Görüldüğü gibi araştırılması bitişimli dil grubuna ait olan Türk dili ile İndo-German dil grubundan olan Alman dili karşılaştırıldığında bu iki dil grubunun benzer özellikleri ve farklılıkları daha açık anlaşılacaktır. Türk dilinde durumlar, kişiler ve zaman, sağlam kaidelere uygun şekilde sıralı olarak kök sözcüklerin ardına eklenen “ekler” ile gösterilir. Alman ve diğer İndo-German dillerde ise bu durum, kök sözcüklerin önüne, ortasına ve ardına eklenen ekler veya özel edatların yardımı ile gösterilmektedir. Ayrıca Türk dilinde kök sözcükler eklerin katılması ile asla değişmez, ama İndo-German dillerinde, bu durumlarda kök sözcükler değişir. Hatta bazen onları tanımak oldukça zorlaşır. 3. Ayrışkan Diller (İsolierende Sprachen/ Hece dilleri) Bu dillerde sözcükler bükünlü diller gibi değişmez ve bitişimli dillerdeki gibi birbirinin ardından eklenmek suretiyle uzamaz. Bu dillerde sözler birbirinin ardından, takılan ayrı ayrı sözcüklerden, gerçek kök sözcüklerden meydana gelir. Bu dillerin en belirgin örneği Klâsik Çin dilidir.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.