Gönderi

“ZEBUR” Hemen hepimiz üç büyük Peygamberi ve onlara inen kitapları biliriz, bunlar Hz. Musa için Tevrat, Hz. İsa için İncil( ancak günümüzde tahrif olduğuna inandığımız Matta, Luka, Markos ve Yuhanna İncilleri olmayıp Hz. İsa’nın bir avuç Yahudi ile kurduğu cemaatin mensupları ve varislerinden olan Nasraniler’in yazdığı *Q İncil’i) ve Hz. Muhammed için ise Kur’an-ı Kerim dir. Ancak bu kutsal kitaplar bir tanesi daha var ki O’nun varlığından pek bahsedilmediği gibi cismen görmekte pek mümkün olmamaktadır. Bu kitap ise Hz.Davud’a indirilen Zebur dur. Zebur sözlük anlamı olarak; kitap, cüz, kitap yaprağı, yazı yazma, söz, yazı, akıl, mektup, kuvvetli ve sağlam gibi manalara gelmektedir. Hz.Yakub’un torunu, Yuda’nın oğlu ve Hz. Süleyman’ın babası olan Hz.Davud (MÖ:907-837), Yahuda beyliğinden olup ülkesini 40 yıl yönetmiş ve Kudüs’ü (Yeruşalayim) topraklarına katmış olmasına rağmen, Tevrat’ta O’nun peygamber olduğundan bahsedilmez, ancak Yahudilerin o zamanki peygamberi Samuel tarafından kutsandığı söylenmektedir. Hz.Davud Tanrı ile iletişim kuracak kadar O’na bağlı ve sevgi dolu idi. Tanrı bu sevgi ve bağlılığa karşılık Zebur’u yazması konusunda ilham vermiş ve O’nun aracılığı ile Yahudilere bu kitabı ulaştırmıştır. İçeriğindeki şiir şeklindeki sureler (mezmurlar) Tanrı’ya yapılan şükürleri, yalvarış ve yakarışları kapsamaktadır. Bu yüzden yaptırımı olan İlahi bir kitap değil, Allah sevgisinin şiir şeklinde bir ifadesidir. Zaten Hz.Davud’da toplumuna Tevrat yasalarına göre önderlik etmiştir. Mezmur (Mizmor) kelimesi ise İbranicede Zemer kökünden gelmekte olup çalgı, başka bir tercümeye göre ise kavalla söylenen ilahi anlamı taşımaktadır. Büyük bir çoğunluğu Hz.Davud, küçük bir kısmı da Levili rahiplerce yazılmış olan Zebur 150 ilahiden meydana gelmektedir. Önceleri İbranca olan ve İbrânî-Ârâmî alfabesiyle yazılan Zebur, Hıristiyanlığın yayılmasından sonra da Lâtinceye çevrilmiştir. Ancak günümüzde orijinal bir Zebur nüshasının mevcut olduğunu söylemek mümkün değildir Musevilikte Teilim (Kutsal Kitap) olarak anılan Zebur, **Tanah’ın bölümlerinden biridir, ayrıca Zebur, Hıristiyanlarca da kutsal kabul edilir ve Tanah'taki şekliyle İncil’in Eski Ahit kısmında bulunur. Zebur’a daha sonra ilave edildiği düşünülen 151 nci bölüm ise her iki din tarafından da kabul edilmez. Bugün yeryüzünde Zebur'a tâbi bir millet bulunmamakla beraber, gerek Yahudiler, gerek Hıristiyanlar ibadet ve ayinlerinde dua niyetiyle Zebur'dan parçalar okumaktadırlar. Özellikle Hıristiyanların pazar ayinlerinde Mezmur'dan seçilmiş parçalar okumayı ihmal etmedikleri bilinen bir husustur. Kur’an-ı Kerim’de de Zebur’dan bahsedilmektedir. Nisa 163: (İnna evhayna ileyke kema evhayna ila nuhıv ven nebiyyıne mim ba'dih ve evhayna ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ıysa ve eyyube ve yunüse ve harune ve süleyman ve ateyna davude zebura) Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve (nitekim) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, esbâta (torunlara), İsa'ya, Eyyûb'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik. Davud'a da Zebûr'u verdik İsra 55: (Ve rabbüke a'lemü bi men fis semavati vel ard ve le kad faddalna ba'dan nebiyyıne ala ba'dıv ve ateyna davude zebura) Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık; Davud'a da Zebur'u verdik. Enbiya105 : (Ve le kad ketabna fiz zeburi mim ba'diz zikri ennel erda yerisüha ıbadiyas salihun) Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: <<Yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır>> diye yazmıştık. Ayrıca Al-i İmran 184 : (Fe in kezzebuke fe kad küzzibe rusülüm min kablike cau bil beyyinati vez zübüri vel kitabil münır) de geçen zübüri kelimesinin "menetmek" manasına gelen "Zebr" kökünden olduğu açıklanmaktadır. Kitap da halkın hilâfına olan hususlardan meneden şeyleri bildirdiği için Zebûr diye adlandırılmıştır (Resûlüm!) Eğer seni yalancılıkla itham ettilerse (yadırgama); gerçekten, senden önce apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberler de yalancılıkla itham edildi. İmanın şartlarından olan "Allah'ın kitaplarına iman" ilkesi bir Müslüman’ın, diğer ilâhî kitaplarla birlikte Zebur'a da inanmasını gerekli kılar. Hz. Peygamberimizin, Hz. Ebû Bekir'e öğrettiği bir duada Zebur, Allah'ım! Peygamberin Muhammed... Hürmetine... Dâvud'a inen Zebur hürmetine..." şeklinde zikretmiştir. Ayrıca Hz. Muhammed bir hadis-i şeriflerinde, ehl-i kitaptan bir fırkanın Zebur okuduklarını beyan etmiştir. Bütün bunlardan ayrı olarak Yahudilerin, "Tevrat'tan sonra kitap gelmeyecektir" yolundaki iddiaları Zebur'un Hz. Davud'a verilmesiyle çürütülmüş bulunmaktadır. Hz. Dâvud sesinin güzelliği ile de bilinmektedir. O, Mezmur denilen Zebur surelerini güzel sesi ile okumuş olduğundan dolayı kalın, gür, pek hoş ve tesirli sesler için "Davudi" tabiri kullanılmaktadır. Notlar: *Q İNCİLİ : Araştırmacılara göre MS 50’ li yıllarda ortaya çıkan, Pavlus Hıristiyanlığı’nın ilk İncil’i Markos’tan 20 yıl önce ve Hz. İsa’nın vefatından 20 yıl sonra yazıldığı düşünülen, Özellikle Matta ve Luka İncillerinin yazılmasına sözlü rivayetler ile birlikte kaynaklık eden, Almanca kaynak anlamına gelen Quelle kelimesinden dolayı Q olarak adlandırılmış olup, günümüzde kayıp olan ve gerçek İncil olduğu düşünülen kutsal kitap. **TANAH : Tevrat ve Zebur'u da kapsayan, Musevilik dininin kutsal kitabı. Hıristiyanlarca da kutsal kabul edilir, bununla birlikte Hristiyanlar Tanah'ı Eski Ahit olarak anar ve farklı şekillerde yorumlarlar. Eski Ahit, Hristiyanlığın kutsal kitabı İncil’in ilk kısmını meydana getirir. İslamiyet'te Tanah'ın sadece Tevrat ve Zebur bölümleri kutsal kabul edilir. Alıntı
··
22 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.