Gönderi

488 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 28 days
Şevket süreyya Aydemir 'in kendi hayatını anlattığı bu eser, insanın öğrendikçe, yaşadıkça değişen bir varlık olduğunu bir kez daha hatırlattı. Yakın tarihimize tuttuğu ışık bakımından da çok kıymetli bir eser. Edirne' de başlayan yaşam öyküsü 1.Dünya Savaşı' nin patlak vermesiyle evrilir ve yazarı çok başka düşüncelerin içine iter. Yazar Anadolu'yu tüm çıplaklığıyla tasvir eder. Insanların cahilliği, fakirliği yazara Osmanlı'nin unuttuğu Anadolu'yu gösterir. Turancılık fikriyle Kafkaslara ulaşan yazar, Bolşevik ihtilaliyle bambaşka bir fikir dünyasının içine girer. Yazarla birlikte ihtilal sonrası Stalin ve Lenin'in Rusyasina tanık oluruz. Nazım Hikmet ve Vala ile birlikte Rusya'da kominist bir eğitim görür. Rusya yazarın düşün dünyasını oldukça etkiler. Bu sırada Anadolu'da bir varoluş mücadelesi sürmektedir. Fakat yazar kendi öz ulkesinden, kendi gerçekliğinden çok uzaktadır. Bu anlamda yazara bir eleştiri yoneltilebilir. Zaten Türkiye' ye döndüğünde kendini bir otomata benzeterek bu özeleştiriyi yazar kendisi yapar. Kendi toplumunun gerçeklerinden çok uzaktadır. Fakat hapishane günleri başlar ve yazar kendi toplumunun gerçekleriyle yüzleşir. Hapisten çıktığında artık bambaşka bir insandır. Türk toplumunun kalkınması için neler yapması gerektiğine kafa yorar. Hapis yıllarında dahi kendini beise kaptırmaz. Okur ve daima yazar. Ve Ankara günleri başlar. Bu sayede Atatürk ve o kemik kadroyu yakından tanır. Türk tarihî için birçok önemli şahsiyetle tanışıklığı vardır. Bu kitapla onların hayatına da dokunur. Ben bu önemli eseri okuduğum için çok mutluyum. Insanın salt doğru olmadığını ve gördüğü, yasadıgı şeylerin insanı daima değiştirdiği ve geliştirdiğine bir kez daha şahit oldum. Yakın tarihi anlama ve çözümleme çabama ise katkısı muhteşem oldu.
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,536 okunma
··
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.