Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

246 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Alice Eserine Felsefi Yaklaşım
Alice Harikalar Diyarı eseri, Lewis Caroll'un, düşünür rolünü felsefi sorunsallara indirgeyen önemli bir eseridir. Kitapta inceleme konusu edilen metaforlar, alegoriler bir tür masal dünyasına ya da masal dünyasının ötesinde bir tür absurdizm dünyasına doğru bizi yolculuğa çıkarır. Beyaz tavşanı izleyen Alice'nin ilk adımı, fenomenoloji(Görüngü) dünyasından başka bir dünyaya geçişin güzel bir örneğidir. Görünen ile gerçeklik- ya da mevcut dünya arasındaki düalist ayrım bu eserde muntazam değerde işlenmiştir. İçerisinde yaşadığımız fenomenler dünyasının ötesinde idealar, bir temsil dolayımı ile bize kendi hakikatlerini gösterir gibidir. Absürd biçimli bir dünyada ise temsiller (nesneler) bir tür ters-yüz olma evrenini imler. O dünyada nesnelerin ve zamanın yapısı bambaşkadır. Ve Alice'e her şeyin ters yüz görünmesi, zamanın göreliliği, nesnelerin insan fizyolojisi üzerindeki etkisi bambaşka biçimlerde kendisini sunar. Öte yandan Alice'nin kendilik deneyiminin suretini de verir. Tıpkı Herakleitos'un, Bir ırmakta iki kez yıkanılmaz demesi gibi ya da insan her şeyin ölçüsüdür tezini ortaya koyan Protagorasçı bir şema cizilir. Çünkü zamanın göreli yapısı fenomenler dünyasının aksine başka biçimde işler. Böylece olasılıklar dünyasında her şey mümkün hale gelir. Özellikle metnin diyaloglarında sık sık işaret edilen, sen istersen veya öyle düşünürsen gerçekleşir,, biçimindeki söylemler bunu açık şekilde gösterir. Ve ayrıca bunun bir düşü imlemesi de bir temsili dolayım olması bir diğer önemli noktadır. Düş'ün hakikatleri temsil edebileceği, oradaki olanaklilik biçiminin zamansal değerdeki değişimi de bir tür kendini arayışın hakikat çabasıyla el ele gittiği görülür. Eserin sonlarında düşün etkisinin ise somut gerçeklikten kaynaklanması ise ; fenomen dünyası ile idealar dünyasının bir tür Demiorgosudur. Alice eserinde göze çarpan bir diğer nokta ise, küçük bir çocuğun sorgulayıcı ve cesur kişiliğinin onun kim olduğuna yönelik bir anlam arayışı olmasıdır. Tırtıl ile olan muhabbetinde Tırtıl, Alice'ye kim olduğunu söylerken Alice, buraya gelene kadar biliyordum şuan bilmiyorum diye yanıt verir. Ve burada maceranın asıl degisebilirlik olasılıkları açığa çıkar. Çünkü Ben ben değilim diye de gerekçe sunar Alice. Tırtıl ile olan geçiş aşaması, bilge bir filozofun geçişini anımsatır. Tırtıl'ın öfkene hakim ol demesi ve Alice'nin kimliğini sorgulatmasi, henüz onun yolun başında olduğunu gösterir. Alice'nin Kedi ile olan karşılaşması da yine bir tür bilgenin uğraklarıni imler. Kedi, Alice'nin cesaretini tetiklemeye çalışır. Yeterince yürürsen, bir yerlere varırsın demektedir. Ve onu "Deli " diye tabir ettiği Mart Tavşanı ve Şapkacı'nın yanına gönderir. Alice'nin meraklı kişiliği de içten içe onu güdüler. Ne var ki Alice, delilerin yanına gitmek istemediğini söyleyince Kedi'nin cevabı pek manidardir: Burada kim deli değil ki! Ben deliyim. Sen delisin.” “Nerden biliyorsun benim deli olduğumu,” der Alice. “Öyle olmalısın,” der Kedi, “Yoksa buralara gelmezdin.” Buradaki filozofi yanıtlar tam da bilge olmaya çabalayanlarin toplum ile olan derin yarıgını ifade eder. Burada gerçekleşen, fenomenler dünyası ile hakikatler dünyasının bir tür alegorisidir. Zamansal görecelilik sorunsalında ise Şapkacı'nin ve Mart Tavşanı'nın icinde bulunduğu mekânın tasviri pek önemli bir noktadır. Orada nesneler ile zaman arasında muntazam bir görelilik ilişkisi vardır. Nesnelerin insanla olan ilişkileri zamansal görelilik çerçevesi biçiminde işler. Şapkacı'nın Alice ile olan diyalogları pek çarpıcıdır. Zaman üzerine bir söylevdir âdeta. Öznenin zaman üzerinde olan iradesini imler. Ne var ki Şapkacı artık bunu yapamamakta olduğunu ifade eder. Alice'nin son olarak Kral ve Kraliçe ile olan ilişkileri onun gerçek dünyadaki temsil biçiminin neredeyse eşdeğer ifadesini imler. Kraliçe kroket sahasında oynayan herkes üzerinde adeta Demokles Kılıcı görevi görür . Herkesin kafasının uçurulmasıni ister. Bu da aynı zamanda fenomenler dünyamızın birebir totaliter temsilini gösterir. Ote yandan Kral ve Kraliçe'yi alaya alan da Kedi ve Alice'ten başkası değildir.
Aynanın İçinden
Aynanın İçindenLewis Carroll · Can Çocuk Yayınları · 20181,198 okunma
··
150 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.