Gönderi

Tek Gül
Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e 1953 Kasım'ında taşındı. Latife, Ayaspaşa'daki eve ziyaretine gelen Jale Tulga'nın Ankara'ya gideceğini öğrendi. Ondan bir ricada bulundu. "Kim bilir ne kadar değişti koca Ankara? O şehri öyle merak ediyorum ki. Demek bana bir istediğin var mı diyorsun? Pekala işte sana bir sır, daha doğrusu bir emanet... Yıllardan beri gerçekleştirmek istediğim bir şey vardı ; cesaret edip kimseye söyleyemediğim. Ankara'da bir çiçekçiden, bir tek kırmızı gül al lütfen. Ama bir tek. O'nu Anıtkabir'e götür ve Mustafa Kemal'in mübarek kabrinde yere bırak. Ayak ucuna. Kimden geldiğini o anlar, ama sen yine de "Bunu Latife gönderdi" diye söyle! Bu iyiliği bana yapar mısın? Jale Tulga gerçekten de kıpkırmızı bir gülle sabah erkenden Anıtkabir'deydi. Merdivenleri çıktığında resmi kalabalıktan ürktü, kocaman çelenkleri görünce kenara çekildi, işlerini bitirmelerini bekledi. İçeri girmeden bir subaya sormuştu. "İçerde kim var?" diye, Devlet Başkanımız " yanıtını almıştı. Demek ki Anıtkabir ziyareti yapılan resmi günlerden biriydi. Genç kadın bir an geri dönmeyi düşündü. Sonra Latife Hanım'ın sesi kulaklarında yankılandı ve yoluna devam etti. Protokol kalabalığına takılıp içeriye kadar girmeyi başardı." Bunu size Latife Hanım gönderdi" diye mırıldanarak gülü kabrin ayak ucuna bıraktı. Herkesle beraber dışarı çıktı. O gece bir türlü onu uyku tutmadı. Tek gül kocaman çelenklerin arasında ezilip gitmiş miydi? Sabah olur olmaz, yeniden Anıtkabir'in yolunu tuttu. Jale Tulga'yı dışarıya bırakılmış kocaman çelenkler karşıladı. Çelenkleri gece içeri bırakmayıp dışarıya taşıyorlardı. Ama tek gülü kimse fark edip dışarı çıkartmamıştı. İçeri girdi ve kırmızı gülü bıraktığı yerde buldu. Latife Hanım'ın selamı yerli yerindeydi.
Sayfa 426 - Doğan KitapKitabı okudu
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.