Gönderi

Rus Japon savaşının İttihatçı tasavvura tesiri
İslâmî ülkelerin entelektüel eliti o yıllarda gözünü Rusya ile Japonya arasındaki çatışmaya çevirmişti. Çarlık ordusuyla donanması, Mançurya ile Tsuşima Boğazı’nda yenilgiye uğramıştı. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki sansür, yaralı Rus ayısını daha fazla kızdırmamak için Japonya’nın başarılarını örtbas etmeye çalışsa bile, Asyalı bir milletin ezelî düşmanı bozguna uğratması Osmanlılar tarafından büyük coşkuyla karşılandı. Selânik’te Osmanlı Güneydoğu Avrupası’nın önde gelen basın organı Asır, Japonya lehine yayınları nedeniyle yasaklandı. Japonya’nın askeri teknoloji sahasındaki atılımları Osmanlı zabitanını en az Alman eğitmenleri kadar heyecanlandırıyordu. Hatta Harbiye’de Japonca seçmeli ders oldu. Japon savaş sanatı Türkiye Cumhuriyeti’nin harp akademilerinde gelecekte subaylık eğitiminin temel taşlarından biri haline gelecekti. Fakat Japonya’nın karada ve denizde art arda galibiyetler kazanmasını sağlayan reform politikasının ülkede uyandırdığı neredeyse istisnasız olumlu yankılar Mustafa Kemal’e pek de sirayet etmiş gibi görünmüyor. Yeni yazılı belgeler ortaya çıkana değin elimizdeki bilgiler onun bu uzak ülkeyi, Japon terakkisine duyduğu tüm hayranlığa rağmen Türkiye’nin önünde taklit edilmesi gereken bir model olarak görmediğine işaret ediyor. Mustafa Kemal’in dünya görüşünde daha o zamanlar “terakki” ve “Batı” kavramları ayrılmaz bir biçimde birbirine kenetlenmiştir. Oysa sürgündeki bazı Jöntürkler aynı günlerde çoğu muhafazakâr Osmanlı’yla aynı Japonya imajını paylaşır. Komite üyeleri 1906’da Japonya konusundaki bir önergeye şöyle yanıt verirler: Biz Frenk mukallidi [Batı taklitçisi] değiliz. Öyle olanlardan da ictinab ederiz [utanırız]. Avrupalıların fünundaki terakkiyatı [bilimdeki ilerlemeleri] kabil-i inkâr değildir. Japonlar gibi bizde frenklerin fünundaki Terakkiyatını öğrenmek ve yalnız bu kısmının Memleketimizde tatbik edildiğini görmek isteriz.
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.