Gönderi

Hitler ve Goebbels rejimi ambalajlamak üzere tarihî semboller ve anıtları kullanırdı. Hitler iktidara gelirken, insanın aklına Alman dinî reformcu Martin Luther’in Wittenberg şehrinde bir kilisenin kapısına yapıştırdığı Doksan-beş Tezini getiren, ”Yirmi-beş Tezini” açıkladı. Nazi sanat eserleri ve posterleri, rejimin tarihî kökleri olduğunu hissettirmek üzere genelde Albrecht Dürer'in stilini kullanıyordu. Nazi filminin sıkça kullandığı bir model, tarihî biyografiya di. Bu filmlerde Friedrich Schiller veya Otto von Bismarck gibi tarihî bir millî kahramanın hayatı Adolf Hitler’in hayatı ve yaşadığı za:manlarla (genelde alâkasız) paralelliğine vurgu yapılarak anlatılırdı. Mimari de Üçüncü Reich’ta bir ambalaj olarak kullanılıyordu. Naziler Albert Speer’in önderliğinde çok özel kamu binaları dikme seferberliğine girdi. Savaştan dolayı çok azı inşa edilebildi. İnşa edilenler de Nazi amaçlarına hizmet etti. Meselâ stadyumlar, devasa toplantı salonları, sinemalar ve tiyatroların yapımına öncelik verildi-bunların hepsi politik amaçlar için kullanılabilecek yapılardı.En uygun "Nordik Helenizm” olarak adlandırılabilecek Nazi stili, tasarım olarak klâsikti-ölçüleri ise devasa. Kamu binaları büyütülmüş Grek tapınakları gibi görünmek üzere tasarlanmıştı-tırmanan merdivenler, sütun üstüne sütun. Bu tasarım Nazilerin eskinin büyük kültürlerinin mirasçısı olduğu imajını perçinliyordu. Böyle bir binaya giren kişi kendi varlığının devletin azameti altında ezildiğini hissedecekti. Buna karşın orijinal Grek tapınakları hep insan boyutlarına göre inşa edilir ve ziyaretçiye, Protagoras’ın da dediği gibi ”her şeyin ölçüsü insandır” hissini verirdi.
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.