Gönderi

Fida Öğretmen
Merhaba arkadaşlar... Şimdi size bir öğretmenin hayatından bahsedeceğim. Hiç okumadan beğen butonuna basıp geçebilirsiniz... yaw he he... de diye bilirsiniz. Fida Öğretmen, Suriye'den savaş sonrasında ayrılmak zorunda kalan bir öğretmen. Heyhat gel gör ki, doğduğu topragın can veren ruhu, insanın bir uzvunu da elinden almasın... Böyledir işte savaş; çocukların daha tat almadiğı şu güzel dünya hayatında, zulüm eden insanlardan zarar görmeyen bir insan olsundu. Fida öğretmen de, ince zarif sesinden kendince bir öğrenci okutmaya meyletmişti; çadırından ayrılırdı her sabah. Tekerli sandalyesini kardeşi itileyerek okula kadar götürürdü. Çocuklara ders verirdi Fida Öğretmen. Ücret almadan Allah rızası için. Sadece bu kadar da değildi görevi. Ayrıca okula gelmeyen kız öğrencilerinin de evine gider, onları tekrar okula kazandırmak için çabalardı. Bazen günlerce, bazen aylarca bir öğrenci için savaşıyordu. En azından kazanmak için. Devam eden hayata tutunmaları için. Bu güzel öğrenciler, güzel çocuklar, hayatın gülleri... Leylakları... Sümbülleri... heyhat gel görki kardeşini bombardımanda kaybetmesin... gel gör ki arkadaşını ders çalışırken, ya da öğretmeni, bir bo.balı saldırıda onu kurtarırken kurşun da yemesin mi? Hayat bazen minik adaletler versede, çoğu zaman, hiçte adaletli değil. insanların adaleti, tecelli ettiğinde, fırtınanın bir yaprağı sadece oynatacak kadar, adaletli oluyor: Ne kadar adalet olduğunu bu cümle ile toplamış oldum zannedersem. Fida Öğrermen, tekerli sandalyede; çadır çadır dolaşıpta umut arıyor öğrencilerine, en azından bir unut ile yaşama döndürmeye çalışıyor, hiç bir maddi karşılık beklemeksizin... peki ya onun çoçukları? Heyhat gel-gör-ki insan ne nankör. Kedilere verdikleri bu arsız takmayı, kendilerinin üzerinden atacak bir canlı bulmasın. Heyhat gel-gör-ki; bir koca üç çocuğunu alıpta, bir gün ansızın Fida Öğretmeni, tekerlekli sandalyeye yalnız bıraksın. Heyhat gel-gör-ki Fida Öğretmen, duymasın mı ? Çocuklara başka anneler bulmasın. Fida Öğretmen, hep çocuklarına kavuşma arzusuyla ayakta duruyordu. Bunca savaş , bunca hengame, cocuklarının kokusunu tekrar alabilmek... Akşam olunca herkes kendi odasına çekilmesindi -tabi çadırda bir oda sahibi olmak çok lüks-. Alır çocuğundan kalan bir hırka, bir çorap, bir şapkayı koklamasındı. Heyhat, düşen bomba yakmadı sağ ayağımdan olduğum kadar; çocuklarımdan ayrı kalmak... Heyhat, her halimle şükredip evlatlarımın kokusunu, giyim dükkanında askıda duran bir elbiseye dalarak bakmayayım.. diyordu ya... Fidan Öğretmen... Böyleydi işte Fida Öğretmenin de hayatı... Ülkesinden olduğu yetmedi.. Ayağından olduğu yetmedi... Kocasıni at köpeklere de, çocuklarından olduģu da yetmedi... Başkaları da bu hayata tutunsun diye verdiği bir savaş buldu kendini. Hayatta tutunma, tutundurma savaşı... Belgeselden dinlediğim bu hayatı size aktardım kendi çabalarımla... K a d i m c e >< TrtBelgesel'den hikaye dinlenmiş, kurgusu o dogrultuda işlenmiştir. (Hikayeyi, sıkılmamanız için kısa tuttum) Zaman ayırıp okuyan siz güzel insanlara teşekkür eder; Sevgi ve saygılarımla...
··
22 views
Lightmorelight okurunun profil resmi
Suriye'de barışı sağlamak yerine, 3 günde emevi camiinde Cuma kılmak üzere politika yapan büyük fatihlerimizin ateşe benzin dökmesinden de ben bahsedeyim. Utanmadan TRT Belgesel mi yapmış bunu. ayıptır. Böyle bir basiretsizlik ve hırsı tarih yazacaktır. O insanların bu halinden sorumlular.
1 previous answer
Sükûnet okurunun profil resmi
Burada bir annenin ve bir gönüllü öğretmenin hayatı ve duyguları yatıyor. Biraz merhamet ve saygı.
Sükûnet okurunun profil resmi
Hayat bu kadar pes edilmeyecek kadae...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.