Gönderi

484 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Zülfü Livaneli, bu isim size çok şeyler çağrıştırdı mı? Eğer bir şeyler çağrıştırmıyorsa ya bir kitabını okumamışsınızdır ya filmlerini izlememişsinizdir ya müziklerini dinlememişsinizdir ya da okuduğunuzun, dinlediğinizin, izlediğinizin farkında değilsinizdir. Evet, ben bu adamı kitapları ile tanıdım son okuduğum kitabı SERENAD Serenad, içinde onlarca hikaye ve onlarca acıyı barındıran ve bu hikayeleri acıları İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın (36) ABD’den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner’i (87) karşılamasıyla başlar. Maya günümüz modern ,dul ve bir çocuğu olan monoton bir yaşamı vardır. Ta ki maximilian Wagner’in maya durandan kendisini şileye götürmesğini isteyene kadar. İç içe geçmiş hikayelerin gün yüzüne çıkmasını tetikleyen yer. Maya Wagner ile tanıştıktan sonra hayatı birden bir ivme kazanır. Mayanın bilmediği geçmişi wagnerin hüzünlü geçmişi kitabın sayfalarından adeta bir hüzün olarak yüzümüze yansır. Zülfü Livaneli oldukça sert ve cesurca iktidarları eleştirirken aynı zamanda sıkça insan olmanın öneminden bahseder her hikayesi bir mesaj bir ders niteliğindedir dinlerin ve ırkların insan olmanın önüne geçtiği yakın dünya tarihinin insan olmak için bir sınıra ihtiyaç duymaya gerek olmadığını ırkların insanlığın önüne geçtiğini zulmün acının dini olmadığını birbirine geçen hikayeleri ile sade ve yalın bir o kadar da sürükleyici bir dille bize sunmuştur. Hikayelerin kahramanları kadınlar olması ve bir kadın ağzından aktarılması ayrı bir güzellik katmış. Coğrafyanın insanların kaderini belirleyen kaderin verdiği çaresizlikler ile baş etme çabası başaranında başaramayanında acılar ve hüzünler ile süregelen hayatları. Mayanın aslında yaşadığı hayatın içinde gizemler ve acıların yattığını maximilian ile tanışması ile başlar anneannesinin mavi alay dan olduğunu trenle ruslara teslim etmeleri anneannesinin ailesini katletmelerini aynı zamanda mavi alaydaki herkesin ruslar tarafından katledilmesi anneannesinin drau nehrine atlaması ve dedesinin hayatını kurtarması . Babaannesinin ermeni olduğunu ve bütün Ermenilerin zorunlu sürgüne yollandığı bir dönemde yaşıyorlardı. Babaannesinin ailesi de tehcir edilenlerdendi yollarda eşkıyaların olduğunu bilen aileler çocuklarını Müslüman komşularına emanet ediyorlardı sonra bu aileler zor durumda kalınca devlete teslim etmek zorunda kaldı…. Mayanın anneannesi babaannesi büyük acılar yaşdığı aşikar ama şüphe yok ki maxmilian wagnerin hikayesi en acıklısı olan. Nadia ve wagner Wagner saf alman ırkında olan zeki yakışıklı ve genç bir akademisyen olduğu zaman yahudi bir öğrenci olan nadiaya aşık olur. Zülfü Livaneli bu aşkı o kadar güzel bir kurgu ile aktarmış ki adeta aşkın yaşandığı yıllara gidiyorsun. En etkilendiğim kısım ,kitabın kalbi . Kısacası kesinlikle okunmaya değer bir kitap. Kitaba başladıktan sonra mavi alay, struma, hitler, ermeni tehciri gibi olayları da bir yandan araştırma isteği uyanıyor okurda . Kitabı okumanız dileğiyle.:))) ilk incelemem
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,7bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.