Gönderi

140 syf.
·
Puan vermedi
Bolca betimleme, her anı hissettirdikleriyle ve mazi ile geleceği karıştırarak ayrıntılı tasvir etme, Hayata, olaylara, yaşananlara hüzünlü sancılı kafa karışık bir bakış, Zamana, akışına, duruşuna, ilerleyişine ama bir türlü geri gidemeyişine isyan, serzeniş, düşmanlık, anlamlandıramayış, Ölüm, ölüm, acı ölüm, kalanlar, gidenler, Yabancı ülkeler ve ayrılıklar, Aldatılmış ama hala aşık olanlar, Deliliğin sınırları, Her şeyde görülen acı, ızdırap, Karamsarlık, Ve yine mazi, Ve yine zaman, Ve yine ölüm. Bu kitabı kısaca böyle özetlerim sanırım. Kürşat Başar ile ilk tanışma kitabım bu. Kitabın adı da içindeki öykü/bağlantılı yaşam kesitlerinin başlığı gibi oldukça ilgi çekici. Kitap, her ne kadar yazarın dilini beğenmiş olsam da, okunması ve anlaşılması zor. Haksızlık etmemek için kitabı iki defa okudum. İkisinde de zorlandığımı itiraf etmeliyim. Ancak, ikinci seferde öykülerin birbiriyle bağlantılı olduğunu ve hangi öykünün kimin ağzından, kim kastedilerek anlatıldığını anlayabildim, anlayabildiğim kadarıyla. Zaten yazar kitabın bir yerinde "bizlerden biri okursa bunun kimin öyküsü olduğunu hemen anlayacaktır ama bir başkası için bu bölük pörçük izlenimlerden, fotoğraf yorumlarından, bir günlüğün sayfalarından ve sahibine ulaşmamış mektuplardan oluşan anlatı nereye kadar anlaşılır bilemiyorum." şeklinde, hikayelerini üstü kapalı anlattığını, gerçek ya da kurgu, karakterlerini çok deşifre etmediğini belirtiyor. Çok deşifre etmedi derken sadece "kim" olduklarını, yoksa neler hissettiklerini ameliyat masasına yatırmış resmen. Kitaptan çok fazla alıntı yaptım, gerçekten dili güzel, Türkçe'yi kullanımını da beğendim, ama beni çok yordu okurken. Ve ben beni çok yoran kitapları sevmiyorum. Belki bu yorgunluğun sebebi, yazar ya da karakterleri kadar bunalımda olmamam, yaşamıma devam etmek için elimden gelen her şeyi yapmam, elimdekiler için minnettar olmam, bazı anları elbette unutmamam ama onlara takılı kalarak hayatımı berbat etmemem olabilir. Ya da yaş almakla, zamanın geçmesiyle herhangi bir sorunum olmamasıyla ve yüzümdeki çizgileri sevmemle de alakalı olabilir. Belki de, kesin olacak "ölüm" üzerine, daha zamanı gelmeden evhamlanmayı çok saçma bulmamdan da olabilir. Öleceğiz evet, ama ölüm geliyor diye evhamlanıp bu anı mahvetmenin ne anlamı var? Ölüm gelecek, yapabileceğin bir şey yok, kabul et ve yoluna bak. En azından benim düşüncem bu şekilde. Sonuç olarak, kitaba kötüydü diyemiyorum. Ama içine giremedim, kendime katamadım. Bu demek değil ki okumayın. Ancak önceden belirtmeliyim ki, bu kitap, kendisini okuyacak kişinin ruh haline, yaşadıklarına, kısacası kendisiyle içselleştirebildiklerine göre mükemmelleşebilir. İyi okumalar
Kış İkindisinin Evinde
Kış İkindisinin EvindeKürşat Başar · Everest Yayınları · 2009230 okunma
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.