Gönderi

268 syf.
·
Not rated
Uzun zamandır inceleme yapmıyordum, hayde bismillah. Bu kitabı almam tamamen tesadüf eseri. Öğrencilik zor iş kitaba bile para ayıramıyorsun daha doğrusu alan kitapları kadar bütçen oluyor, ben de genelde kütüphaneden okurum zaten. İşte içim daraldığı bir gün kampüse kütüphaneye gittim ancak haftasonu kapalıymış neyse oradan hevesim sönmeden bir kitap almalıyım diyerek bir kitapçıya yol aldım. Forum tarzı bir yer, oturulacak yerler de var yani. İlk başta Hugo'nun bir kitabını almaya niyetlendim yalnız fiyatı biraz pahalı geldi sonra gözüm buna ilişince bırakamadım. Daha doğrusu fiyatı uygundu. Her neyse hemen orada ilk elli sayfayı bitirdim. Forumlarda yalnız takılıp kendine bir çay söyleyip terasta kitap okuyan tiplerden biriyim yani. Bu kadar gereksiz laflardan sonra içeriğe geçebilirim. Kitapla ilgili henüz bir eleştiri okumadım. (Olumlu veya olumsuz) Bu sebeple düşüncelerim tam oturmadı. Yalnız benim üstümde hırçın ve buruk bir izlenim bıraktı bu kitap. Haksızlığa gelemeyen bir yapım var. Kitapta susan, her şeyi sinesine çeken Macide beni delirtti. Belki "Kadın dediğin böyle olur, güçlü durur, metanetlidir." diyeceksiniz. Ancak o zamanda sizin ne o ak yüzlü (!) enişteden ne de klasik önyargılı Emine teyzeden bir farkınız kalmayacak. Çevre etkisini kendi tavrıyla karşılayan Macide bence haksızlığa karşı ses çıkarmayarak fena bir iş yapmıştır. Kocası Ömer'e bile yapısı böyle, mizacı budur tavrında şeyler demesi beni deli eden ayrı bir husustur. Tam anlamıyla Macide'ye kızmıyorum, eleştirileri kaldıramayan, kompleksli toplumumuza kızıyorum. Bu yapı; cemiyet denen yerde toplanan, arada saz geceleri eşliğinde toplanan, içmeyi elitlik sanan edebiyatçılarda çok net yansıtılmış. Eleştiri dedikleri şey; eserlerin (!) içeriklerine değil, yazarın yahut şairin kişiliğine, özel hayatına sallamak olmuştur. Oysa edebiyatin ruhiliği ile biraz kavrulsalar da hiçlik yolunda biraz dinseler, dinleseler ne güzel olurdu. O zaman çevresinden kopamayan Ömer, sırf alışkanlık sebebiyle takıldığı ahbaplarından içindeki şeytanı ortaya çıkaracak huylar değil de yok edecek taktikler almış olurdu. Farkında olmadan ileri gitmiş olabilirim. Yazıyı daha fazla da uzatmayacağım. Ama elime aldığımda bırakamadığım bu kitap, gerçekleri ve gördüğümüz -yüksek ruhlu sandığımız- kişilerin kirli iç dünyaları olabileceğini hatırlattı. Ara sıra böyle uyanmalara ihtiyacı oluyor insanın diyorum ve içimizdeki şeytana -olup olmadığı tartışılır- olabildiğince az uymanızı diliyorum.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173.6k okunma
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.