Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İstanbul ve Kuşlar
Sen özgürlük için gökyüzüne özenirsin Gözünü buluta, güneşe, kuşa bezersin... İşte tam o sırada martılar gemilerin peşindedir Güvercin desen bir avluda, her meydanda Kuşlar telgrafın tellerinde haber mi bekliyorlar dersin... Ya leyleğin ömrü lak lakla mı geçiyor? Tilkidir aslında lafla peynir gemisini yürüten Kargalar da aç kalmamak için yeryüzünde... Bir serçe neden iner yere? Bulutlar su vermediği için mi? Ya simiti satan, martı da besler mi? Bir bardağı bir liradır istanbul'da buğdayın Işıklarında dururken, gönlünden ne koparsa'ya cam sildirmek... Her yıl leyleği havada görmüş gibidir çocuklar İstanbul'da Deniz her zaman kuşlara balıkçılardan daha eli açıktır Sandalında yalnızdır balıkçı, var gücüyle avlanır... Belki sana göre kötü Ama bil ki karganın sesi bülbüle hoş gelebilir... Papağan neden hayvan değil de insan taklidi yapar; İşte her insan kanat çırpar Şahinin gözü keskindir süzülerek uçar da Serçe görmediği için mi çırpınarak uçar... Sen özgürlük için kuşlara özenirsin Bilmem şimdi hangisine benzersin Çok simit ısmarladım martılara Gemide yoktun... Telgraf bulamadın diye mi satırlarıma konuyorsun? Çok su birikintisine bastım Hiçbir sokağına inmedin İstanbul'un... Karga neyse ne de, sen bülbül gibi susuyorsun... Tamam, gözümden süzülüyorsun Süzülüyorsun da, çok keskin bir bahar kokusu bu Hangi iklimin rüzgarına mevsim oldun?.. Günler papağan gibi, tekrarlıyorlar birbirini Serçeler gülerken de çırpınıyor, biliyorsun Şimdi geliyor musun? Bir bardağı bir liradır İstanbul'da buğdayın Ama sen hala meydanda yoksun...
Özgür Göksu
Özgür Göksu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.