Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
TARIK AKAN... 1981 öncesi ve sonrası.. Kitapta 12 Eylül'de ismi cezaevi olan ama kitap içerisinde okuduğunuzda işkencenin türevlerinin uygulamalı olarak nasıl yapıldığını öğrenebileceksiniz. Örnek verelim: 1)2 metreye 3 metrelik, camı olmayan hücrelerin içerisine sırf işkence olsun diye büyük kedi boyutunda farelerin atıldığını, 2)Tuvalet izninin özellikle siyasi suçlular için günde sadece 3 defa olduğunu ve bu tuvaletlerin asla temizlenmediğini, buna bağlı olarak siyasi suçluların hücrelerinde tuvalet ihtiyacını giderdiklerini, *2.maddeyi biraz açalım : Sabahları gelen görevli er'lere dışardan istenilen şeyler aldırılıyor. Diyelim ki 1 paket sigara alacak, sigara fiyatının 10 katını verirse alabilir yoksa 1 dal ile idare edecek. Tuvalet izni olmadığı ve kısıtlı olduğu için bol bol kutu süt alıyorlar. Süt enerji verirken diğer yandan da kutularını hücrelerde tuvalet ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyorlar. 3) Siyası-sol görüşlü bir mahkumsa içerideki aklınızın alamayacağı şekilde işkenceler mevzu bahis. Örnek olarak kitapta belirtilen bir örnek verelim: Mahkumun annesi,varsa kız kardeşine türlü işkenceler yapılıyor ve bunlar mahkuma izlettiriliyor. 4) 5 metrelik bir hücrede 40 kişi kalıyor ve burada cam yok,havalandırma yok. Balık istifi gibi dizilip bekliyor insanlar. Bilerek sorguya çağırılmıyorlar, ifadeler alınmıyor. 5)Karşı bir görüş savunur veya denileni yapmazlarsa, çeşitli şekillerde dövülerek nüfus azaltılıyor veya mevcut nüfus sakat bırakılıyor. Örnek verelim yine kitaptan : Emirlere uymayan bir genci Kemik kıran kod isimli bir memur öyle bir dövüyor ki, kulağından kan gelene kadar, henüz cezası görülmemiş kişinin her itirazında dayağın dozu ve şiddeti artıyor. Sonra ne mi oluyor? Sorguya gidenler ya gelmiyor,ya haber alınamıyor ya da eksik olarak geri geliyor... Benim yazabildiğim içimin el verdiği maddeleri sıralamaya çalıştım okuyacak olanlara... Bunları ben yazmadım, ben yaşamadım. Çok sevdiğim Tarık Akan yaşadı ve yazdı. Ben sadece bana hissettirdiklerini maddelemek ve aldığım notları bu şekilde paylaşmak istedim. 12 Eylül zamanını derinden yaşamış bir aileye mensup bir kişi olarak, çok utandım, çok duygulandım. Tavsiye falan etmiyorum, okuyun falan da demiyorum. Hoş zaten bu kadar uzun bir yazıyı da pek kimsenin okuyacağını düşünmüyorum. Kendime yazdığım ve hatırlamak istediğim bir not olarak saklamak istedim. Buraya kadar geldiyseniz, merakınız için teşekkür ederim. Öğrenin, bilin yeter. İyi Okumalar.
Anne Kafamda Bit Var
Anne Kafamda Bit VarTarık Akan · Can Yayınları · 20175,9bin okunma
·
48 görüntüleme
Barış okurunun profil resmi
Ben bu kitabı okurken o kadar kinlendim ki, anlatamam. Her ele alisimda öfke nobetlerine girdim, kitabı bir kenara atip, kendi kendime bu kadarını da kaldiramam dedim. Bir şekilde bitti kitap ama ben de bittim. Ve şöyle dedim sonunda. İnsan, insan olduğundan ne zaman utanır?
Egeli okur okurunun profil resmi
Çok güzel bir kitaptı 👏👏👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.