Gönderi

153 syf.
10/10 puan verdi
İtibarsızlığın itibarı!
Konuşmaya konuşmaya dolmuş, patlama noktasına gelmiş bir insanla yüz yüzeyiz. Konuşma modu savruk savurgan ama konuşulanlar derin ve düzenli. Gevezelik yapmak değil bu yüzden nefes almadan konuşmak. Başlarda ne dediğini ne konuştuğunu bilmeyen biri var karşınızda sanıyorsunuz ama sayfaları çevirdikçe her cümlesini ölçüp tartarak konuşan birine dönüşüyor karakter. Sessizdir, çevresinde kimsecikler yoktur, yalnız yaşamaktadır ve sosyal itibardan nasipsizdir. Ama her şeyi gözlemekte, düşünmekte, sorgulamaktadır. Bir sarhoşun, safça içini dökmesine, samimi bir şekilde dert yanmasına benziyor konuşma ama karşımızdaki saf da sarhoş da değildir. Bilim ve teknik sorgulamasından, özgürlüğün imkan ve sınırlarına, mantık ve matematiğin felsefesinden bilincin nasıl bir yük olduğuna değin, oldukça ciddi konulardan bahsetmektedir. Fakat konuşma o kadar içten, sıcak ve doğaldır ki karakteri dinlemekten keyif duyup, onunla birlikte düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. İkinci bölüm, kitabın kahramanının sosyal ilişkilerini, insan anlayışını, itibar arayışını, sinsiliklerini, tezcanlılığını, bunalıma varan insan ilişkilerindeki sorunlarını konu ediniyor. Bir yapı vardır çevresinde ona rağmen, her şey olması gerektiği gibi görülmekte, gösterilmektedir ama o hem bu tablonun doğal bir üyesi değildir hem de olabilecek biri değildir. Çevresindekilerin gözünde itibar edinme isteği ile, çevresinde olup bitenlerin itibarının olmadığına dair yakınmalar Dostoyevski'nin usta kaleminde ahenkli bir görünüme kavuşuyor. Gerilim de buraya yaslanmaktadır: aşağılık insanlar nezdinde itibar isteğinin paradoksu! Sonlara doğru, kendisinin aslında laf oyunları yapmayı amaçladığına, konuşmalarında samimi olmadığına dair bölümler okuru bir daha bütünü gözden geçirmeye iter. Buraya kadar konuşan ses samimi bir ses midir, yoksa tüm konuşmaların içtenliği şaibeli bir hal mi almıştır? Ama fark etmek güç değildir ki hayatından aktardığı kesitlerde samimi bir rol oynamadığı aşikar olduğu kadar, okurla konuşurken (notlarını yazarken) samimi durmaktadır kahraman. Rol yaptığını, gerçekçi durmayıp, kendisini alaya aldığını söyler evine davet ettiği kıza ama size de rol yaptığına, anlattıklarıyla sizi de alaya aldığına inanmak istemezsiniz. Laf oyunlarıyla sizi de aldatıp kurgusal bir hayatın içine mi çekmiştir? Bu soruyu sorabilirsiniz belki ama konuşmacı soruya olumlu cevap vermenize izin vermez. Kaldı ki, dert yanarken kullandığı sıcak dil, samimi yakıştırmalar kadar tespitlerdeki derinlik ve eleştirilerdeki kapsamlılık da konuşmaların ciddiyetsiz olduğu düşüncesine kapılmanızı engeller. Umursamaz karakterin son sayfalardaki pişmanlığı, duygusallığı ve yapmacık olmayan serzenişi de sizi onun samimiyetinden kuşkuya düşme durumuna karşı ekstra bir uyarıcı olur.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Cumhuriyet Yayınları · 1999129.9k okunma
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.