Okurken içim acıdı, yüreğim sızladı.
Sanki, sanki ruhum bedenimden ayrıldı.
Her genç kız gibi göz yaşlarıma hakim olamadım bir an ( pardon sanırım hala kitabın etkisindeyim )
Tabi ağladığım yalan
Ama duygulandigim ve gözlerimin dolduğu bir gerçek...
Insan bazen;
Bir başkasına karşı kalp atışlarına hakim olamaz
Yüzü kızarır,
Eli ayağı birbirine dolanır
Titremeye varacak bir şiddetle heyecanlanmaya başlar
Saçmalamaya,
Hiç yapmadığın şeyleri yaparken bulursun kendini
Kendinden bile utanırsın
Akıl mantık almaz
Zaten o an akıl da
Mantık da durmuştur
Dünya durmuştur
Ama adrenalin en yüksek seviyeye ulaşır...
Işte o an
Yanarsın ulan yanarsın
Hemde kor ateşler içinde yanarsın
Hiç bir şeyi tanımazsın
Kendinden bile uzaklasirsin
Sadece ve sadece o vardır
Aklında, hayallerinde, rüyanda
Hayatının her yerinde
Her anında onu düşünür
Ve hayallerinde yaşatırsın...
Buna ister platonik bir aşk
Ister saplantı deyin,
Ne derseniz deyin
Ama her zaman aşka sevgiye saygı duyun.
Peki neden saf duygularıyla yaklaşan
Gerçekten seven değer veren insanlar
Neden aynı karşılığı değeri bulamıyor
Neden sıkıcı geliyordu bu bize?
Yoksa bir yerde bir yanlış mi vardı ?
Peki neydi,
Neydi buna sebep ?
Fazla duygusal görünmesi,
Heyecan eksikliligi,
Şerefsiz likler yapmaması,
Çok değer vermesi,
Onu bu kadar zayıf gösteren,
Bu kadar sıkıcı yapan neydi ?
Siz bunun muhasebesini yapın
Kendi içinizde
Yüreğiniz de
Vicdanınızla...
Yada yapmayın ben kitap okumaya gidiyorum :)
Kısacık kitaplara koca duyguları sığdırmış bir yazar...
Herkes her şeyi beğenecek diye bir kaide yok.
Tabi ki bende bütün kitaplarını bir tutmuyorum.
Ama bana sorarsanız duyguları anlatım ve ifade biçimi insan biyografisi üzerine muhteşem bir yazardır kendisi...
Tek taraflı, karşılıksız bir aşkın hikayesi
Herkese tafsiye ederim.
Simdiden herkese keyifli okumalar
Sağlıcakla kalın emi :)