Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hangi Hayat Yaşanmaya Değer?
Üç yaşında “ayıp” kelimesini duyunca hayadan yüzü kızaran kız çocukları da bu ümmetin evlerinde büyümüştü. Hatırlayın! Büyük ablalarınız her gece babalarınızı kapıda karşılar, hal-hatır ederdi. Yaşı otuzun üzerinde olanlar okula annelerinin yamadığı pantolonla giderdi. Ailede para yoktu fakat kanaat ve huzur vardı. Kadını “özgürlük” gibi tahrik edici kelimelerle evden aldılar, büyük bir ihanetle onu soyup, koyun gibi kasap vitrine astılar. Şimdi saçının bir telini bile göstermekten haya eden kızlar yerinde pastanelerde erkeklerle yan yana oturanlar var. Tesettürlü oldu- ğunu zanneden çıplakların sayısı ise her geçen gün artmakta. Allah Rasulü’nün konuşulduğu evlerde aile önem kazanmış; küçük şefkat, büyük ise saygı görmüştü. O’ndan uzaklaştıkça da dünya hırsı, şehvet ve şöhret marazı büyüdü, bugün insanlığı yutacak hale geldi. Babaannenin duasını almak için aralarında tatlı münakaşa yapan çocuklar mı, feribotta erkekle sarmaş dolaş halde ninesine, “Dön yerine ihtiyar!” diyen üniversiteli kız mı? hangisinin hayatı yaşanmaya değer? Resmi kabul merasimlerinde, tesettür olduğunu zannettiği kıyafetlerle eşinin yanında dikilip, erkeklerle tokalaşan ve bunu da büyük bir kazanım olarak gören kadın; bu haliyle mi daha huzurlu, yoksa bir erkekle karşılaştığında “haya”dan yüzünün kızardığı günlerde mi daha huzurluydu?
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.