"Farklı olmanın cezası sabittir. Kendinden farklı olanı insanoğlu da aynı şekilde cezalandırır. " İkinci Dünya Savaşı yılları... 6 yaşında bir çocuk... Ailesi onu savaşın şiddetinden koruyabilmek için doğuya gidecek olan birine teslim etmesi, teslim edilen kişinin de ölmesi üzere savunmasız bir çocuğun oradan oraya savruluşu. Savaşın, yoksulluğun insanları nasıl insanlıktan çıkardığını anlamak için okunmalı. "Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür." Jean Paul Sartre. Hâlâ savaş çığırtkanlığı yapanlar var maalesef ve alkış da alıyorlar. Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür, yok eder. Nazım Hikmet Bizim yaşamamız ve yaşatmamız lazım. Maalesef tüm ülkeler eğitime değil savunma sistemlerine öncelik tanıyorlar tüm dünyada. Hiç kimsenin kimseye güveni yok. En ufak kıvılcımda sevgi, saygı, barış unutulup birbirlerini boğazlıyor insanoğlu. Olan masum yavrucaklara, masum insanlara oluyor. Ne yani huzur içinde yaşamak bu kadar mı zor? Belki bir ütopya benimkisi. Keşke tüm insanlık birbirini sevmeye yemin etse ve uygulasa... Oysaki derilerinin renginden, kafalarındaki düşüncelere kadar soykırım yapılıyor her yerde. Dünyanın her gün bir yeri kanıyor... Bin zulme uğrasan da, bir zulüm yapma. Hz. Ali (r.a) Her kim zulüm kılıcını çekerse, günün birinde zalimlerin kılıcı altında can verir. Maalesef dünyada devleti yönetenler zalim oldukça, bir kısım taraftar bulursa tüm dünyada huzursuzluk var demektir. Buna her kim de destek verirse vebaldedir diye düşünüyorum. “Muhakkak ki insan çok zalimdir.” (İbrahim Sûresi: 34.) ayetine en a’zam bir tarzda şimdiki boğuşan insanlar mazhar olmalarından, onlara değil taraftar olmak veya merakla o cereyanları takip etmek ve onların yalan, aldatıcı propagandalarını dinlemek ve müteessirâne mücadelelerini seyretmek, belki o acib zulümlere bakmak da caiz değil. Çünkü, zulme rıza zulümdür; taraftar olsa zalim olur, meyletse “Zulmedenlere en küçük bir meyil göstermeyin; yoksa Cehennem ateşi size de dokunur.” (Hûd Sûresi: 113.) âyetine mazhar olur. Bir ülkede güzelliklerin yaşanması için önce toplumun kendini düzeltmesi gerektiğini düşünüyorum. Başkalarına huzur vermeyen bir toplum huzurlu yaşamayı hak etmez, o bölgede de musibet eksik olmaz. Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse yanlış karar verildiği gömleğin son düğmesini iliklediğinizde ortaya çıkar. Savaş ve çocuk kavramları asla yan yana gelmemeli... Beni etkileyen çaresizliğin haykırışı bir cümle de şu oldu. “Yuvasız kuşlar gibi, bomboş gökyüzünde uçuşuyor muydu dualarım? Umutsuzca kaçmaya çalışan bu dualar, yitirdiğim sesimle birlikte gizli bir yere mi kapatıldı mı yoksa?” Painted Bird filmi de çekilmiş. Gerçeklere tahammülünüz yoksa okumayın, filmini seyretmeyin, yüreğiniz bunca acıyı kaldırabilirse okuyun, filmini seyredin. Tavsiye ederim. Daha ilk sayfadan acıyı hissediyorsunuz. Ey kendini büyük zanneden zalimler çocuklar ve masum insanlar bu acıları HAK ETMİYOR HAK ETMİYOR!