Gönderi

335 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 10 days
BİR SIRDIR İNSAN, VESSELAM!
“Önce şaşır, çünkü buna hakkın var, bu şaşkınlık seni rahatsız edecek, rahatsız ol, sonra ne mi yapacaksın, elbet değiştirmeye çalışacaksın, onu senin istediğin şeye dönüştürmeye çalışacak ve çoğu kez başarısız olacaksın, vazgeçeceksin ve sonunda yapman gereken tek şey kalacak geriye, belki de ta en başında yapman gereken şey, KABULLENMEK. Neden biliyor musun? Çünkü sevgi bunu gerekli kılıyor. Eğer seviyorsan kabullenmek zorundasın. Bu sana ne kadar zor gelse de, senin sınırlarını ne kadar zorlasa da kabullenmek zorundasın. O öyle biri, anlıyorsun değil mi? O bir makine değil, bir vidayı söküp yerine başkasını takınca senin istediğin şekle bürünmeyecek, fikirleri değişmeyecek. Hele bir yenebilsen içinde verdiğin savaşı, hele bir galip gelebilsen, o rahatlama hissinin huzurunu bilsen koşa koşa kabulleneceksin aslında. Zaman, biraz zaman gerekiyor sana ve evet bana da. Ben de kabullenmeliyim. Hayır bir arkadaşımı, dostumu, babamı veya kardeşimi değil, bir kitap karakterini kabullenmeliyim. Aleksi Zorba. Seni böyle kabulleneceğim ihtiyar. Kadınlara dair düşüncelerinden laf açtığında yine rahatsız olacağım, bak Zorba diye uzun uzun konuşacağım, seni anlamaya çalışacak, beni anlatacağım, ama kabulleneceğim. Niye bu kadar çabalıyorsun ki sonunda kabulleneceksen diyeceksin, kendime karşı dürüst olmalıyım diyeceğim. Bu kabullenme dürüst bir kabullenme olacak. Şimdi seni sevip sevmediğimden tam emin değilim, korkarım seni anlamaya çalışırken seni seveceğim. Sen de seviyorsan, kabullen, hatta daha da güzeli, onu böyle sev!” Bu laflar kitap bitmeden önce edildi, her şey güzeldi ama bir terslik vardı, okuyordum yer yer hak veriyordum ama çoğu yerde kızıyordum veda etmeye az vakit kala Zorba’ya kızgın kalmak istemedim. Kim bu Zorba? Neden kızdırdı bu kadar ve neden sonra gelip sevdirdi kendini? Aleksi Zorba, bedeni ihtiyarlamış ama ruhu yirmi yaşına sabitlenmiş biri. Zorba benden genç! Her günün sonunda hakkıyla yaşadım diyebilen bir emekçi benim gözümde. Gerçek bir yaşayan, gerçek bir mücadeleci. Çemberin dışında değil, olaylara dışarıdan bakıp konuşmuyor hiçbir zaman, çemberin merkezinde her daim. Çalışmaktan asla gocunmayan hatta bundan zevk alan biri. Sözcüklerden çok raks ederek anlatıyor derdini. Bir santur sevdalısı ama keyfi olursa patron, anlıyorsun ya! Ve en önemlisi özgür. Zorba’nın özü özgürlüğü. Özgürce yaşıyor kimseye bağlı kalmıyor. Onun tabiriyle kimse onun boynuna ip geçirmemiş, o ipin uzunluğuna göre hareket etmiyor. Özgürlüğe benden çok daha başka bakan biri, daha doğrusu çok daha geniş. Aslında burada benim özgürlük anlayışımın sınırları var mı diye sorabilirim. Dürüstçe cevap vereceğim, benim özgürlüğüm oldukça sınırlı, ama işin ilginç yanı ben özgürlüğüm elimden alınmış gibi hissetmiyorum, elbet bunun inanca dayanan ve Zorba’nın reddettiği sebeplere borçluyum. Zorba için de benim için de en önemlisi ne biliyor musunuz? Huzur. Eğer insan huzurluysa tüm meseleleri halletmiş demektir. Kitabın diğer önemli ismi Patron tam da bu yüzden arayışta, çünkü huzursuz hissediyor. Bu huzursuzluk insanı mahveder, bu yüzden en büyük arayış huzuru aramaktır, fakat arayınca bulunur mu emin değilim. Zorba’yı neden bu kadar zor kabullendim veya en başta neden bu kadar kızdım? Kadınlar. Zorba’nın kadınlara bakışı. Belki bambaşka bir kültürde yaşıyor olmam, belki kadın olmam bunu kabullenmemi imkansız kılıyor. En başında kabullenmek demiştim ya evet kabullendim ama kadınlar için üzülmeliyiz anlayışını değil, Zorba’nın kadınlar için üzüldüğünü kabullendim. Böylesi Zorba’yı anlamamı çok daha kolaylaştırdı, merak etmeyin küs ayrılmadık, barışığız. Karakterler üzerine bu kadar düşünürken kitabın ufak ama müthiş gökyüzü tasvirleri beni ferahlattı. Güneş doğdu yavaş yavaş, kimi zaman huzurla battı, yıldızların gökyüzüne saçıldığı geceler oldu. Yine öyle bir vakitte Zorba ve patron yıldızlı bir gecede sahilde, zihnimde kalmasını dilediğim en temiz kare. Ve son sözler Kazancakis'in mezar taşından, "Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm."
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016.2k okunma
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.