Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bergman'ın Yedinci Mühür filmini izleyenler son sahneyi hatirlarlar. Azrailin peşine takılan bir grubun çırpınışları görünür. Tüm film boyunca yaşananlar ölüme bir hazırlıktır. Ölümü düşünenler ve düşünmeyenler aynı kefededir. Hatta Şeytan ile Satranç oynayan Antonius Blok ( Max Von Sydow) bile kendini ölümün yazgısından kurtaramaz. Tüm o sorgulamaları içsel boşluğu onu yine de bir tür sona hazırlar. Antonius Blok'un yaveri Gunnar Björnstrand'ın Blok'a karşılık o katı ateizmi farkı oluşturur. O dik bir kafayla ilerler. Kış Işığı filminde rahip iken bile kuşkucu olmaya devam eder. Dik başlılığı onun hasletine dönüşmüştür. Ölümün soğuk elleri bedenlerini peşlerinde sürüklerken bile o dik duruşu devam ettirir. Ölüme karşı yaşamı savunur. Yine de o da aynı kafilede yer alır ve ölümün pesinde sürüklenir. Yol, hepsini aynillaşmistir. Ölümün soğuk elleri hepsinin sıcak ve korku dolu bedenlerini sarmıştır. Ölüm, bedenin tutsağı gibidir. O olmadan yaşayamaz gibidir. Beden ile var olur beden ile kanıtlanır. Bergman muhtemelen benim gibi düşünmemiş olsa da , bu apaciktir. Tek sorun, ölümün konusmamasidir. Sadece eylemesidir. Eyleyen ölüm, konuşmaya ihtiyaç duymaz. Son sahne de uzaktan gösterilir. Tepeye doğru çıkarlar. Ölüm, Nirvana görevi görür. Azrail ise Bengt Ekerot'dan başkası değildir. O soluk yüzü ölümün vücut bulmuş hali gibidir. Soğuktur, sıcağı alır. Onu kendine dönüştürür. Neden ölümden bahsediyorum? Çünkü unutulmamalıdır ölüm. Antonius Blok, ben Antonius Blok, Ölümle oynuyorum der. Ne var ki ölüm o küstah ve ivedi zaferi onun elinden alır. Insanın özne aşkınsalligini ölüm yenilgiye uğratır. Bazen bunu düşünmek gereklidir.
·
29 görüntüleme
Sorel okurunun profil resmi
Ölürken bilmeyi istemem Pierre. Ben her zaman onu ciddiye aldım. Her zaman intiharı özel bir konuma yerleştirdim kendi yaşamsal deneyimim açısından; hazırlıklı olmak ile tercih etmek.
11 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.