1966 Haziran’ından beri Çin'de olanları, hiç olmazsa kısmen anlamak için 1927 yılına kadar gitmek gerekir. Bana kalırsa, Kültür İhtilâlinin temelinde yatan - Çin’le Sovyet Rusya arasındaki - ihtilâf bu tarihte başlar. O zaman, kısa süre önce kurulmuş olan komünist partisi tamamen Stalin’in etkisindeydi. Partinin yöneticilerinden biri olan Mao da, Batı’da bile pek çok kişinin paylaştığı bir ihtilâlci saflığıyla, çok uzaktaki Moskovalı diktatörün yanılmadığına herhalde inanmıştı. Ama Stalin, soyut, kişisel, Çin’in gerçek durumundan habersiz bir anlayıştan gelen bir sürü yanlış bilgi ve davranış sonucu siyasî ve askerî bir felâkete sebep oldu. Taktik nedenlerle Stalin, Mao ve komünistlerin önce, Çan- Kay-Şek ve milliyetçi Kuomintang partisiyle her ne pahasına olursa olsun işbirliği yapmalarını istemişti. Çan-Kay-Şek ve Kuomintang birden Mao’ya karşı oldular. Kanton, Şanghay ve Pekin'- de onbinler ve onbinlerce komünist öldürüldü. Mao felâketten bir mucize sonucu kurtuldu ve küçücük ordusuyla ünlü Kuzey’e doğru yürüyüşüne başladı.