Gönderi

Babamın ölümü
Babamı gömdük. Yeni bir rütbe almış, yükselmiş, öne çıkmış hissediyordum kendimi; tuhaf, boğucu bir özgürlük duygusuyla doluydum ve bundan böyle sanki her şey serbestti; ister anarşist bir partiye katılır, ister kendimi asardım, her şey ama her şey serbestti. Bu "özgürlük" hiçbir işe yaramayacaktı elbette. Sevgiden ve tevazudan başka özgürlük yoktur çünkü. Babam öldükten sonra bana, karşılık beklemeden, kendi hüzünlü ve kültürlü üslubuyla, iyi davranan tek kişinin o olduğunu kavradım, başka birini sevemedim, sevgi ve tevazu yerine kibir, yara ve kin doluydu içim. Akıl ve sağgörü hırsları dindirse de; "iyileşmeye" de "barışa" da inanmıyorum. Bundan böyle kimseyle koşulsuz bir ilişkim olmayacağını biliyordum. Kendimi yalnızca işime, "yaşam biçimine" vermem ve içimde ve dünyamda insani olan ne varsa korumam gerekiyordu.
Sayfa 388Kitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.