TAYLOR — Garip bir duygu.
EMMA— Ne?
TAYLOR — Düşman topraklarındaymışım gibi hissediyorum kendimi.
EMMA— Doğru.
TAYLOR — Savaştan beri böyle bir duyguya kapılmamıştım.
EMMA — Ne savaşı?
(TAYLOR ona bakakalır. WESLEY sağdan girer, kucağında küçük, canlı bir kuzu vardır. Kuzuyu parmaklığın içine bırakır, hayvanın hareketlerini izlemeye koyulur.)
EMMA — (WESLEY'e) Nesi var onun?
WESLEY — (Kuzuya bakarak) Sürfe.
EMMA — Ne diye içeri getirdin öyleyse? Buraya mikrop saçacak.
WESLEY — (Kuzuyu seyreder) Annemden kapmışsın.
EMMA— Neyi annemden kapmışım?
WESLEY — Mikrop! Mikrop fikrini yani. Gözle görünmeyen ama havada esrarengiz bir şekilde uçuşan mikroplar! Her şey, kötü bir şey taşıyor olabilir.
TAYLOR — (WESLEY'e) Ama, yani bence de...eğer hayvanı sürfe sarmışsa, mutfakta bulunması...yani yiyeceklerin yakınında...doğru olmaz.
WESLEY — Bizde yiyecek bişey yok ki.