Sanırım Sabahattin Ali, Milliyetçi çizgide olan aydın çevresine yönelik bir eleştiri çıkarıyor. Onların çokça entelektüel züppelik yapıp hayat karşısında tırsak tutumlarını yeriyor. Hayat ve düşünce alanında şık cafcaflı sözlerle nutuklar atıp hayaller kurarken, küçük bir sıkıntıda arkadaşlarını ele veren duruş içine düşen bir duruşla sunuluyor bu münevver (aydın) çevre.
Kararsızlık, belli bir süredir bağlılığın verdiği çevreden kopamama hali içindeki Ömer ve henüz bir aydın entelektüelliğinden nasiplenmemiş Macide'nin merkezde anlatıldığı hikayede memleketimizin okumuş kesiminin haline bir yansıma tutuluyor.
Sabahattin Ali belki karşı cenahta olanlara yönelik bir yergi olarak kurgulamış olsa da ona ne denebilir: "Bu sizin şehrinizde de işlenen bir günahtır"
Kitap için son tahlilde şunu diyebilirim: Çok çarpıcı ,etkili bir metin değildi. İnsanın metafizik hadi onların istediği taraftan bakalım ontolojik açmaz ve sorun ve sorularına hiçbir cevap vermediği gibi içimizdeki salaklığa nasıl çözüm bulacağımıza yönelik işaretini de tam anlamadım. Bu karşın sıcak bir metindi, karakterler ayan beyan gözümde canlanıyor, hikayenin içinde yer almakta zorlanmıyordum.