Gönderi

Özellikle Doğu’dan getirttiğim Kürt kilimlerinden epeyi şey edindiğim de doğru. Kazanmasam, kazandırmasam nasıl ayakta kalabilirdim? Sorun da bu değil mi? O kilimleri dokuyanlar... Başlama o masallara!.. Ne olmuş dokuyanlara? Ya hiçbir şey dokumayanlar? Evet, onlar da... Milyonlarca işsiz, milyonlarca aç... Soyup soğana çeviriyorlar ülkeyi yabancı ortaklarla. Bunları bilmeyen mi var? Ben mi kurtaracağım bütün bu açları, işsizleri? Böyle gider bu iş. Yıllar yılı gider. Rönesans’ta açlar yok muydu? Tıkabasa yiyen çatlayası zenginler, soylular, katil, iğrenç Borjia’lar? Giotto da orda çıktı, Massaccio da, Leonardo da... Onlar kaldı, ötekiler silinip gitti. Biraz yüzeyde yaklaşıyor olabilirim bu çağa. Derinine nasıl ineceğiz? İnen var mı? Doğru nerde? Tek doğruları Stalin söylüyordu, değişmez doğruları! Ne oldu sonra? Kendinle barışık olabilmen için geçmişin pisliklerine sığınman mı gerekli ille de? Ben barışığım kendimle. O pislikler ortaya dökülünce kaç komünist çıktı yanıldığım söyleyen, yüreğinde gerçekte acı duyan?
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.