Gönderi

520 syf.
10/10 puan verdi
MARTİN EDEN'I NASIL BİLİRSİNİZ?
Hepimiz aynı gemideyiz. Aynı deli rüzgar saçlarımızı dağıtıyor, aynı göğün altında nefes alıyor, aynı yıldızlara bakıp dilek tutuyoruz, aynı hırçın dalgalarla mücadele ediyor, dalgalardan korktuğumuzda aynı geminin sükûnetine sığınıyoruz, kalbimizdeki ortak şarkının nakaratı hep aynı. Bunca aynılığa rağmen birbirimizi yemeye, birbirimizin kanını emmeye, bizi sükûnete eriştiren deli dalgalardan koruyan gemimizin altını oymaya devam ediyoruz. Peki bizden başka bindiği dalı böyle hunharca kesen başka bir canlı mevcut mu? Evet ne yazık ki insan dışında kendine ihanet eden başka bir tür yaşamıyor bu koca dünyada. Uzun zamandır bu kadar vurulduğum bir kitap okumamıştım. İtiraf edeyim başlarda Martin’in Ruth’a olan aşkını uzun uzun anlattığı romantik satırlar içimi baydı. Öyle ya aşk artık ucuz romanların, dizilerin ve filmlerin konusu. Günümüzde bir aşk hikayesi ya da romanı yazmaya kalkışsanız herkes “klişe” diye burun kıvırıyor. Diğer yandan bünyemiz moderne, postmoderne öylesine alışmış ve şartlanmış ki Jack London’ın uzun tasvirleri, detaylı anlatımları insanı bunaltıyor. Bilinç akışı yok, anlatıcı hep aynı, fantastik unsur, büyülü gerçekçilik filan da ara ki bulasın. Dümdüz bir kitap bu Martin Eden... Dedim ya itiraf ediyorum başlangıçta böyle burun kıvırarak okudum kitabı. Bunların modası geçti modunda yani. Kafa dengi bir dostumun “Oku bak çok seveceksin!” tavsiyesini de uzun zamandır kulak arkası ediyordum. “Beş yüz küsür sayfa ne yazmış bu adam, kim okuyacak şimdi?” modundaydım. Sonra sahaf olarak da işletilen bir kitap kafede denk geldim kitaba. Aklıma dostumun tavsiyesi geldi ve satın aldım. Kitaplığımda okunmayan kitaplar bölümü var, epeyce bir yekûn tutan bir bölümdür, oraya attım günün birinde okunmak üzere. Ne zaman sıra gelecekti kim bilir? Son görüşmemizde dostuma “Bugünlerde okuma ve yazma modundayım, Martin Eden’ı okusam mı?” diye sorunca “Mutlaka okumalısın, bak pişman olmayacaksın.” şeklinde ısrarına devam etti. Kendimi bir yokladım. Sonra “Hadi başla Ayşe” dedim kendi kendime, en kötü, gitmezse yarım bırakırsın, ucunda ölüm yok ya.” Gaflet dedikleri bu olsa gerek. İtiraf edeyim büyük bir hata yapmışım, Jack London’ı bu kadar erteleyerek, yine itiraf edeyim bu kitabı tavsiye eden dostumun beni ne kadar iyi tanıdığını da unutarak bunca zaman böyle bir kitabı okuma zevkinden kendimi mahrum bırakmışım. (Bu yazı kitabın içeriğine dair bilgiler içerebilir!) Şimdi okumayanlar -hatta belki okuyanlar da- “İyi de bu kitap ne anlatıyor bu kadar etkilenilecek?” diyebilir. Kitabın üslubunu, yazarın verdiği detayları filan bir kenara atıp kuru bir özet yaptığımızda “Martin Eden yazar olma aşkıyla yanıp tutuşan bir delikanlının yaşadığı aşkın motivasyonuyla hiç yılmadan ve vazgeçmeden adım adım başarıya ulaşmasını anlatıyor.” diyebiliriz. "O zaman bir tür kişisel gelişim kitabı mı Martin Eden?" Değil efendim, böyle bir tespit bu kitaba yapılmış en ağır hakaret olur. “Martin Eden aslında Jack London’ın kendisidir, burada kendi yazar olma hikayesini anlatır. Bu roman otobiyografiktir.” desek “Elbette, olabilir.” diyebiliriz. “Martin Eden iki farklı sınıftan insanın aşkının imkansızlığını anlatır.” Desek, bu kadar da basite indirgemeyelim bu kitabı, diye karşı çıkabiliriz. Martin Eden’la ilgili buna benzer birbirinden farklı o kadar çok tespit yapabiliriz ki. Çünkü Martin Eden sahici bir karakter, Jack London ona bir ruh vermiş, onu kanıyla canıyla aramızda yaşatıyor. Martin roman boyunca değişim ve gelişim gösteriyor. Onu önce aşık ve aşkı için her şeyi göze alabilecek bir adam olarak tanıyoruz, onun okuma ve yazma tutkusuna şahitlik ediyoruz, Martin aç kalırken onunla aç kalıyor, çamaşırhanede nefessiz çalışırken onunla aşırı çalışmanın insanı insanlıktan çıkardığını birlikte keşfediyoruz. Reddedilen her yazı için editörlere onunla birlikte kızıyor, onunla birlikte editörün gerçek bir insan olmadığı şüphesini taşıyoruz. London bizi Martin’in her anına ortak ediyor, son kertede başarılı roman budur. Edebiyat bizi kendimize getirmek için varsa eğer, Martin Eden bunu fazlasıyla başarıyor. Birbirimizin acılarına duyarsızlığımızın katlanarak arttığı bir gösterme / kendini beğendirme çağında yaşıyoruz. Kendi acılarımızı olabildiğince şımartıp büyütürken başkalarının acılarına karşı “Aa öyle mi vah vah!” deyip geçiyoruz. Bencilliklerimizi instagram fotolarına yansıtmamak için afilli pozlar versek de gerçek hayatta bunu örtemeyecek kadar insanlıktan yoksun hale geldik maalesef. Güzel insanlar gözümüzün önünde birer birer harcansa da, yaşama sevinçleri ellerinden de alınsa “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” rahatlığı içinde “iyi ki bana bir şey olmadı” diye şükredebiliyoruz. Çifte standartlarla değerlendiriyoruz birbirimizi. Bir insan paralı ve ünlüyse mutlak iyi, tersiyse kötü ilan edilebiliyor değer tablomuzda. Bu duyarsızlaşma, bu duygu nasırlaşması her insanı aynı derecede etkilemese de bazı özel yaradılışlı insanları derinden sarsabiliyor. İşte bunun için Martin Eden özel bir karakter ve işte bunun için ona ruh veren Jack London büyük yazar. “Martin Eden’ı ve onun gibileri küstüren ve onlara fazlalık muamelesi yapan bizleriz. Martin Eden gibi yazmaya tutkun bir insanı bütün kitapları ve yazıları basılmış ve büyük bir üne kavuşmuşken bu dünyaya küstüren biziz. Her toplumun Martin Eden'ları var çünkü. Özel yetenekleri olan, daha hassas ve duyarlı kalbi olan özel insanları. Böyle insanları küstürmemek, onlara sahip çıkıp değer vermek, dertleriyle dertlenmek elimizde. Aytmatov’un Beyaz Gemi’sinin isimsiz çocuğu romanın sonunda balık olup Beyaz Gemi’sine kavuşmak üzere kendini nehrin serin sularına bırakır ya. O, Beyaz Gemi’sine kavuşan sevdalı bir yürektir artık ve yaşamıyla yapamadığını ölümüyle gerçekleştirmiştir. Martin Eden’ın romanın sonunda kendini çok sevdiği denizlerin sularına bırakması; dünyanın kirine, pasına, insanlara insan olarak değer vermek yerine malına, mülküne, parasına ve ününe göre değer vermelerine tepki olarak atılmış kocaman bir tokattır kanımca. İşte tam da bu sebeple Martin Eden da tıpkı Beyaz Gemi’nin isimsiz çocuğu gibi yaşamıyla gerçekleştiremediğini ölümüyle gerçekleştirmiş ve iz bırakan bir kahraman olmayı başarmıştır. O da Beyaz Gemi’sine kavuşan sevdalı bir yürektir artık… BLOGUMDAN ALTI ÇİZİLİ SATIRLARIMLA OKUMAK İSTERSENİZ: hercaiokumalar.wordpress.com/2019/02/20/mart...
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,8bin okunma
··
302 görüntüleme
Nesrin A. okurunun profil resmi
'Bilinç akışı yok, anlatıcı hep aynı, fantastik unsur, büyülü gerçekçilik filan da ara ki bulasın' diye burun kıvırma şımarıklığı nereden bulaştı hepimize böyle Ayşe Hanım? O paragraftaki hissi o kadar yaşıyorum ki zaman zaman, yetinememe, daha iyisini okuyayım, daha da iyisini bulayım, bu kadar sayfa okuyacağım bari değsin diye diye pek çok güzel kitabı atlıyoruz çoğumuz. Elinize sağlık çok güzel yazmışsınız yine, çok etkileyici, iyi okuyucuların övgüleriyle bu kurgu kitapların değeri gün yüzüne çıkıyor :)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Var olun Nesrin Hanım. :)Aslında o hissi iyi bildiğim için biraz da karikatürize ederek yansıtmak istedim. :) Klasik yazarları ihmal etmemek lazım. Bize bizi en iyi anlatanlar da onlar aslında. Keyifli yorumunuz için teşekkürler. Sevgilerimle
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Ebru Ince okurunun profil resmi
Iki kez başlayıp yarısında bıraktığım nadir kitaplardan biridir Martin Eden bir türlü sonuna ulaşamıyorum :)) sanırım hep öyle kalacak bende :)) emeğine sağlık Ayşem :)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Ebru Hoca'm yazımdan da anlamışsınızdır başlarda ben de öyle hissettim, ama kitap sonlara doğru öyle açılıyor ki, kitap biter bitmez kendimi yazarken buldum. Yorumunuz için teşekkür ederim, var olun. Sevgilerimle
1 sonraki yanıtı göster
Selman Akalan okurunun profil resmi
Beni en çok etkileyen kitaplardan bir tanesiydi. Jack london yaşadıklarına kıyasla kitabın hafif kaldığını bile söyleyebilirim. Çok güzel bir inceleme olmuş :)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.
Nilüfer okurunun profil resmi
Kütüphanemden bana sesleniyor Martin, beni ne zaman okuyacaksın diye, daha vaktin var diyorum ama söz verdim bu yıl içinde mutlaka okuyacağım onu. Elinize sağlık, incelemeyi bir yere kadar okudum. Gerisi kitabı okuduktan sonra. :)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Çağrısına kulak verin, okuyun Martin'i bir an evvel. :) Desteginiz icin teşekkür ederim Nilüfer Hanım. :) Okudugunuzda tekrar konuşuruz. Sevgiler
Özlem okurunun profil resmi
Yıllar önce okuduğum bu romanı tekrar gözümde ve yüreğimde canlandıran, oldukça etkileyici, analitik, okumayanları da okumaları için cezbedici bir inceleme yazısı olmuş. Çok beğendim, ruhuna ve kalemine sağlık😘🙏🏻
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Senin gibi güçlü bir yorumcudan bunları duymak çok güzel. :) Yorumun için yürekten teşekkkürler. Sevgiler
2 sonraki yanıtı göster
Mehmet Y. okurunun profil resmi
Ayşe Hocam, bir dostumun tıpkı sizdeki durumu gibi, ağır istekleri sonucu okumuştum. Onun için hayatının romanı idi. Ama bende aynı etkiyi bırakmadı. İncelememin sonunda şöyle yazmıştım; Martin Eden, iyi bir roman aslında, okunan, kendini okutabilen bir roman ama benim için en azından şimdilik ‘hayatımın romanı, ilk 10’da yer alır’ diyebileceğim bir roman olmadı. Dediğim gibi belki de kusur bendedir, belki de beğeni ve beklentilerim farklıdır. Belki de zamanla değişir.
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Mehmet Hoca'm başlarda ben de öyle hissetmiştim ama sonlara doğru çok etkiledi kitap beni. Beyaz Gemi bağlantısını da sonda kurdum zaten. Belki biraz da okuma zamanıyla alakalıdır. Çok teşekkür ederim yorumunuz için. :)
Hatice okurunun profil resmi
#35883463 Bu da benim nacizane incelemem, ben çok severek okudum, sizinde incelemeyi yazan ellerinize,yüreğinize sağlık 😊
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkür ederim Hatice Hanım. Sizin de elinize ve yüreğinize sağlık.
Nagihan okurunun profil resmi
Bu kitabı yarım bırakanlardanım. Aradan 2 yıl gibi bir zaman dilimi geçti. Yazdıklarınızı okuduktan sonra devam ettirme isteği geldi. Teşekkürler 😊
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Umarım bitirirsiniz. :) Ben teşekkür ederim yorumunuz icin. 😊
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.