Gönderi

Bakın bakın, ne geldi kalemimin ucuna… Ne geldi de durdu gözümün önünde? Bir gündü. Sıcak bir yaz günüydü. Diyarbakırın Kulp ilçesinin Şıkevtan köyündeyim. Şıkevt, mağara anlamına gelir. Bütün köyün evleri mağaralarda. Kayaya oturmuş kovuklarda. Halim Yıldız on tane çıplak, çırılçıplak çocuğunu elinden tutmuş, beşini bir yanına, beşini de bir yanına almış bana göstermeye getirdi. “Ben Halim Yıldız, on çırılçıplak çocuğun babası… Ömründe gömlek yüzü görmemiş… ”
Sayfa 45 - ykyKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Ohara