Bir kadının rüyasından bakıyorum hayata..
Kelimelerin mide bulantısını hissediyorum. Sanırım başım dönüyor..
Dünya durdukça neden yaşar diyerek sorguluyorum kendimi. Elimde hem çay hem sigara...
..
Ruhumun ayazında ısıtıyorum ellerimi. İnsanların acımasızlığını görüyorum beton yığınlarında.
Belki de kendimi avutuyorum yaşamın ölümle olan kıyısında..
..
Sahi nasılım? Uzun zaman oldu sormayalı benliğime.. Sanırım diyorum ve en çok da gözler acıtıyor iyiliğin anne rahmine düşen boşluğunu..
..
Bir kadın ne zaman anne olur . Sevişmek doğanın alt yapısı diye çınlıyor cenin pozisyonundaki yatakların sallanan beşiklerinde..
Ve kapatıyorum kendimi anne(siz)liğe..
..
Eylemin kimsesizliğinden değil, var olmanın sesinden korkuyorum belki de..
Varsayımlar üzerine kurulu bir kumar masasının taşlarını sektiriyorum içime açılan denizlerde. Kim daha uzağa atacak diye koşuyoruz sahile uzanan gözlerde.. Gözler ki ruhun aynası diyerek kandırdık kendimizi boş bedenlerde..
Eylemm..