Dökülen saçlarımla beraber
Sakallarıma işlenen tel tel beyazlar eşliğinde
Bir miras bırakma iç güdüsü başlıyor 26yaş sınırından geçerken yavaş yavaş kopan takvim yapraklarıyla beraber
Ulan ne yaşadım ben be derim her geriye dönüp baktığımda
Kısa boylu siyah beyaz halimle kara, bata çıka mahallenin yarı çamur yarı karla karışık yollarından geçerek mi bu güne geldim
Yoksa yoklukla sınanan cebinde iki üç kuruşu olup
Sigaraya mı versin
Gevrek mi yesin okulun öğle molası ,zil aralarında
Veyahut dost bildikleriyle bir demli çay mı içsin diye düşünerek mi geldim şu 26 yaşa...
Aslında her hayat bir öyküdür Allah tarafından kullarına bahşedilen
Ne isyanım var
Ne bir keşkem
Şükür
Çok şükür de sen çıktın ben tam 26yaşı sendromuyla bitirirken
İyikimsin
İyiliklerimin karşılığısın diyerekten öpüyorum her sabah seninle başlayan günü alnından...
Nadir mantaş