Gönderi

Bugün ailemle aramdaki en büyük problemin iletişim problemi olduğunu fark ettim annemle telefonda ettiğimiz kavga sonrasında. Onlar bu zamana kadar diğer isteklerimde olduğu gibi sadece bir heves uğruna okumak istemediğimi düşünüyorlar. Oysa bendeki işleyen süreç şöyleydi; başta içinde yaşadığımız sistemin saçmalıktan ibaret olduğunu fark etmiştim. Hayatlarımızı hiçbir mantıklı açıklaması olmayan hevesler uğruna, daha rahat yaşayabilme arzusuyla heba ediyoruz(benim yaşadığım koşullarda yaşayan insanlar için en azından). Sistem her tarafı patlak olan, hiçbir şekilde sürdürülebilir olmayan bir işleyişle çalışıyordu ve buna tepki olarak üniversite okumamaya karar vermiştim. Çünkü sistemin içerisinde yaptığımız ve iyi olduğunu düşündüğümüz her şey aslında tüm sistemle ve hatta doğayla, evrenle bağlantılı bir kapalı kutu içerisinde her şeyi etkiliyor. Basit bir örnek vermek gerekirse, ben burada üniversite okuyup bilim(!) yapacağım dediğimde kulağa çok masum ve çok iyi bir şey yapıyormuşum gibi geliyor ama arkaplanda benim bunu yapabilmem için dünyanın bambaşka bir yerinde insanlar aç kalıyor. Hayvanların ve bir sürü farklı çeşitte canlının ölümü, doğanın katledilişi sayesinde ben iyi(!) bir şeyler yapabiliyorum. Bunu fark ettiğimde bu sistemin içinde olmak istemediğimi çok iyi bir şekilde anladım ve aslında ne yapmam gerektiğini dahi bilmeden, kendiliğinden gelişen süreçler sonucunda doğaya dönüş yaparak aslında kendi öz kimliğime dönüş yapacağımı ve doğayı ve evreni tüketmeden, insanları açlıktan öldürmeden de yaşabileyeceğimi öğrenmiş oldum. Şimdi aileme bu uğurda kendi arazimi alıp kendim üretip tüketeceğim dediğimde, onlar bu arkaplanda yatan sebeplerimi bilmeden sadece romantik bir şekilde tarımla uğraşacağımı zannettikleri için aslında kendi hayatıma büyük bir balta fırlattığımı düşünüyorlar. Keşke onlarla kurduğum ilişkide daha berrak ve detaylı bir şekilde anlatsaymışım kendimi diye düşünüyorum şu an. Onlara şunu söyleyebilmeyi çok isterdim; siz belki torununuzu görebileceksiniz ama benim öyle bir şansım olmayacak, çünkü o zamana kadar tüketerek bitirmiş olacağız dünyayı ve aslında benim için de parlak bir gelecek yok önümde. Sonu yokoluş oan bir dünya için neden kendimi yorayım ve saçmasapan üniversiteler okuyup, iş sahibi olayım ki ben? Aslında tek yapmaya çalıştığım şey, yaşamak. Yaşamak istiyorum temelde, içine geldiğim bu evrenden kopmak, ayrılmak istemiyorum insanlık kimliğimle. En doğal hakkım olan yaşama hakkımı elde edebilirsem belki ailemin de istediği gibi bir hayat yaşamak isteyebilirdim ama şu şartlar altında ben daha yaşamayı garanti altına alamamışken, nasıl rahatça yaşabilirimin peşine düşebilirim ki? Ben de sistemin içine dahil olsam ve istediğim tüm imkanlara sahip olmaya kalksam bu sefer gelecek nesillerimize yapmış olduğum o büyük kötülüğün altında nasıl kendimi rahat hissedebilirim ki. Belki ben ölene kadar refah içerisinde yaşayabilirim ama benim çocuğum evladım içecek bir damla su bulamayacaksa ben nasıl rahat edebilirim ki o refah içerinde yaşıyorken? Bu soruyu kendi aileme sormuş olsam eminimki onlar da benim gibi yaklaşırlardı bu duruma. Dünya sınırsız kaynaklara sahip bir yer değil ve biz onu sınırsızmışçasına sömürmeye devam ettiğimizde günün sonunda illaki aslında en büyük kötülüğü kendimize yaptığımızı fark ettirecek bize, ama iş işten geçtikten sonra pişmanlığın kime ne faydası olacak ki? Anne, baba, benim nasıl yaşadığım sizin için büyük önem ifade ediyor anlayabiliyorum ama ben şimdi ölsem ne, 100 yıl rahatlık içinde yaşasam ne sanki? Ben de gelip gidiciyim sonuçta bu hayattan, belki de benden çok torunlarınızı düşünürseniz daha iyi anlayabilirsiniz beni. Aslında bu yazıda hiç hoşuma gitmeyen bir şey yaptım, odak noktasına sadece insanı koydum ve faydacı bir yaklaşımla sadece insanlığın, hatta özelinde benim ve kendi çocuklarımın iyiliği için yapmamız gerekenlerden bahsettim ama dünyada yok olan binlerce canlının ve bu zamana kadar çok iyi bir şekilde işlemiş olan doğanın sistematiğinin katledilmesi daha öncelikli benim için. Ama bu yazıyı anne ve babama kendimi anlatmak için yazdığım için oralara girmemeyi tercih ettim, çünkü doğal olarak onların tek göz önüne aldıkları şey benim, yani evlatları. Neyse, sonuç olarak özetleyecek olursam başta içinde yaşadığımız yapay sistem kendisinden soğuttu beni, ardından da aslında doğal bir sistem içerisinde yaşayabileceğimi fark ettim ve bunu talep ediyorum sadece. Komşunun çocuğunun ne yaptığı benim hiç umrumda değil, çünkü onlar gelecek felaketin farkında bile olmayan, kendi nesillerini tükettiklerinin, kendi geleceklerini sömürdüklerinin farkında bile olmayan insanlar. Şimdi oturup onlarla çekişecek kadar bile vaktim yok benim. Öncelikle sahte yaşamlarıyla beni bu yapay sistemden soğutan muhteşem komşu çocuklarına(etrafımdaki tüm insanlara) ve daha sonrasında yokoluşumuza nasıl engel olabiliriz diye düşünüp kafa patlatan ve beni doğal bir sistem içerisinde yaşayabileceğimize inandıran o manyak insanlar topluluğuna teşekkür ediyorum. Aksi halde belki de yaşayamayacaktım bile, belki de bu çekilmez hayatta daha fazla bulunmanın anlamsızlığıyla ölümün kucağında bulacaktım kendimi.
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.