Gönderi

Mehmed Arîf Bey :
Asrımızda ulema dediğimiz zevata, nazar-ı dikkatle bakılır ve bu hadîs-i şerîfin meali dahi düşünülüb hatırlanır ise, adı geçen ulemaya aktarıcı, anlatıcı veya tarihçi diyebiliriz, âlim diyemeyiz; çünkü, "Filan böyle demiş"ten başka bir sermayeye mâlik değillerdir. Pek çoklarıyla görüştüm ve en meşhurlarıyla dostluk kurdum, onların içinde, "Ben de böyle diyorum, mesleğim (yolum) da şudur," diyen görmedim. Bunları nasıl uyarmalı ki canım ! Maksâd-ı seniyye-i Muhammediyye bildiğiniz gibi değil ! Yürüdüğünüz yolla onun hiç münasebeti yok. Açık açık dudakları oynatarak, salavat-ı şerîfe sözünü çok söylemek hüner değildir. Çünkü ucunda cisimle, malla, canla bir fedâkarlık yok. Sadece dudak oynatmakla kazanılacak sevabın neticesi olan hazır cennete kim olsa gitmez ! Salavat-ı şerîfeyi kavlen çok tekrarladığımız gibi, fiilen de yapmalıyız.
Sayfa 277Kitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.