Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
Evet, çocuk kitabı ve sıkıldım. Sıkılmam kitabı kötü yapmaz ki kitap gerçekten iyidir ve mesaj net bir şekilde anlaşılıyor. Kitabın altıncı bölümünde zaman işlenmeye başlıyor. Bende hayatımın son üç-dört senesinde bu konuyu derinlemesine işlemeye başladım. Zaman hakkında kendi görüşlerimi yazarak burada laf kalabalığı yapmak istemiyorum. Lakin belli bir yaşa gelince bu zaman konusu, zamanı iyi kullanma konusu insanı düşündürüyor. Burada kritik bir nokta var ki bu tüm insanlar için geçerli değil, geçerli olmayan insanlar bu kitabı okusa da onlar için bir şey değişmez. Zaman gerçekten içimizde, bunu iyi değerlendirmek bu manada orada yatıyor. Berber Fusi bey 42 yaşında ve onun anlatıldığı bölümdeki göndermeler gerçekten çok güzel, anlayana elbette... Fusi beyin hayatında olan birçok şey ülkemizdeki insanların çoğunun hayatında yok, bilerek ülkemiz dedim, dünya da diyebilirdim, lakin ufkum çok geniş değil benim... Dediğim gibi kitap kötü değil, ben sadece sıkıldım, belki de yeterince bu konuya kafa yorduğum için sıkılmışımdır. Lakin her kitaptan bir şey alınacağına inanırım ki bu kitaptan da bir şeyler aldığımı düşünüyorum. Yazar kitabın sonunda ifade ediyor, aklınızda bir sürü soru oluşmuştur diye ki oluşmuştur kitap amacına ulaşmış demektir. Zaman dışında ilgimi çeken birkaç ayrıntı var, paylaşmak isterim. “Bunlar en küçük ayrıntısına kadar öyle ince düşünülerek yapılmışlardı ki, çocukların hayal kurmalarını gerektiren bir yanları kalmamıştı.” Yazarın oyuncaklar hakkında söylediği bu sözler gerçekten çok güzeldi. Kızımı hatırladım ki, ona aldığımız oyuncaklar yerine bazen boş bir şişe ile oynamayı tercih ederdi, oyuncaklar için her ayrıntı düşünülmüş çocukların hayal kurmasına gerek kalmıyor enfes bir şeydi. Birde “Bunlar aslında ev bile değil, bunlar… Ruh ambarları bunlar!” diye son yıllarda yapılan evlerden söz eden yazar ki Alman vatandaşı olan bir insanın bu sözü modernleşme ile birlikte dikilen tekdüze apartmanlara gönderme. İlginç olan Avrupa’nın çoğu ülkesinde tarihi dokunun korunması ve mimari denilince bir şapka çıkarmak gerektiğine inandığım bir sürü ülkenin yer aldığı Avrupa’ da, Avrupalı bir yazarın bunu söylemesi benim için şu manada çok önemli. Ülkemizde benim kuşak mimari bile görmedi, o ruhları besleyen, insanlara mutluluk katan mimariden söz ediyorum. Elbette buradaki mesaj fiziki manada değil, apartman hayatının insanları birbirinden koparması anlıyorum da bende fiziki anlamda bir nefretle büyüdüğüm yaşantımın gördüğü gözle bakmak istedim hadiseye… Kutu gibi evlerden oluşan tüm beğenilerden uzak bir mahalle hayatında bile bir sıcaklık vardı, benim ifade etmek istediğim o değil hemen karşı çıkmayın… Okumanızı tavsiye ederim, lakin ben bir süre sonra sıkıldım, sıkılmam kitabı kötü yapmaz ki, bu kadar yazdırdığına göre kitap nasıl sizce? Yazar bir söyleşide “Hikâyelerimi içimdeki çocuk ve hepimiz için anlatıyorum. Benim kitaplarım 80 ve 8 yaşındaki tüm çocuklar içindir.” Demiştir. Bu sözün üzerine daha ne söylenebilir ki…
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766,1bin okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.