Gönderi

399 syf.
·
Not rated
Karılar Koğuşu
Kemal Tahir, Nazım Hikmet’in dostu olan , sol görüşlü bir yazardır. Ve elbette kaderi Nazım Hikmet gibi belli bir dönem mahpus olarak geçer. Bu yüzdendir ki Karılar Koğuşu bu kadar gerçekçi ve içlidir. Karılar Koğuşu kadın ve erkek mahpusların karşılıklı koğuşlarda kaldığı bir hapishanede geçer. Kitabın arka kapağında da denildiği gibi Anadolu kadının mahpushanede de bitmeyen çilesi erkekler koğuşunda siyasi tutuklulardan biri olan ve hemen hemen herkes tarafından sevilen mahpus Murat merkezinde anlatılıyor. Murat Bey aydın bir tutuklu. Mahpus olmasına karşın okumayı ve yazmayı sürdürüyor. Ve zaman zaman yitirse de umudu hala var ideolojisine dair. Arada duvarındaki Nazım posterine selam çakıyor,ondan dörtlükler okuyor.Murat Bey bana diliyle ve düşün dünyası ile Sabahattin Ali ’yi hatırlattı. Murat Bey’i ben de öbür mahkumlar gibi sevdim , onun gözüyle olanları görmek o dönemi toplumu daha bilinçli görmemi sağladı. Fakat benim bu kitabı asıl okuma sebebim 2.Dünya Savaşı sırasındaki Türkiye kadınlarının durumunu görmek aile yapısını tanımaktı. Ve Murat Bey amacıma çok uygun bir rehberdi. Genel olarak tüm halk kendi küçük dünyasından dünyada olanları gözlüyordu. Fakat kendisine kadar görüyorlardı. Büyük resme bakmıyorlardı. Hele kadınlar hala kendilerine verilen hakların dahi farkına varamamıştı , istisnalar olsa da çoğu kendisini hala erkeklerinin gölgesinden çıkaramamışlardı. Hele şu söz aklımdan hiç çıkmadı ,beni çok etkiledi. “Rey karıya verildi. Erkeklik öldü diyor. Reyi millete vermek diye bir şey olur mu ? Reyi millet verecekti.” Belki de bu söz biraz da bugün içinde olduğumuz durumu anlatıyor. Rey verilmedi alındı a dostlar Milli Mücadele ile alındı. Padişahtan da emperyalistlerden de kadın ve erkek omuz omuza savaşarak alındı. Ama ne yazık ki toplum, inkılapları anlayamamıştı tam olarak. İşine geldiğinde hukuktan kaçıyorlar ve dinde böyle deyip ona yöneliyorlardı. Örneğin 4 kadına kadar evlenmek hala erkekler tarafından kendilerine meşru görülüyordu veya kadınlar erkeklerinin üzerine getirdiği kumaları kabul ediyor,duruma boyun eğiyordu. Fakat bu konuda dine uyarken öldürmekten, hırsızlık yapmaktan imtina etmiyordu. Bunlar içinde bir istisna vardı. Gardiyan Şefika güçlü ama kötü bir kadındı. Kocasını terk etmişti kocası geri dönmesi için yalvarıyordu. Şefika kocası ve sevgilisi ile beraber yaşamıştı bir dönem. Bu tasvip edilen bir şey değildi , genel davranışın dışında bir durumdu. Kadınlar, ancak genç ve güzel olduğunda değer görüyordu. O da yaşlanıncaya kadar sürüyordu. Ve genellikle atasözleriyle aşağılanıyordu. Tözey Hanım ise yine de saygı görüyordu. Hattta mesleği hayat kadını olmasına karşın parası olduğu için gücü olduğu için belki de saygı görüyordu. Mahpuslar ise Kürdü, Türkü, Çingenesi çeşit çeşit millet milletti. Tuhaf bir dayanışma içindeydiler. Kadınlar ve erkekler arasında da ev gibi bir iş bölümü oluşmuştu. Kadınlar erkeklerin çamaşırlarını yıkayıp, onlara kazak örüyordu. En büyük korkularından birisi de dışarıda onları bekleyen yavuklularının onları bırakmasıydı. Ve en fenası bilinçsizdiler. Neyi neden yaşadıklarını bilmiyorlardı. Görülüyor ki hala öyle.
Karılar Koğuşu
Karılar KoğuşuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20201,079 okunma
·
16 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.