Gönderi

415 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Kitabı satın alıp okuyacağımı söylediğimde bir çok kişi tarafından 'çok sıkıcı o kitap boşa para vermişsin' duyumlarını aldım. Neyse ki kimsenin fikirlerini önemsemediğimden okumaya başladım. Kitap çok akıcı şekilde ilerlemiyor, çünkü dili bazı yerlerde ağır sayılabilecek düzeyde fakat belirli bir sayfaya geldikten sonra öyle güzel öyle hızlı ilerliyor ki şimdiye kadar ben nerdeymişim neden okumamışım bu kitabı diyorsunuz. Şimdi gelelim konuya. Baş kahramnımız Mümtaz, babasının Rum askerler tarafından öldürüldüğüne şahitlik ediyor. Şehrin düşeceğini anladıklarında annesi ve komşularıyla birlikte akdenize doğru göç ediyorlar. Çok geçmeden annesini de kaybeden mümtaz İhsanın yanına yerleşiyor. İhsan ve eşi, Mümtaza her türlü yardımı yapıyor, onun eğitimi için elinden geleni esirgemiyorlar. Günler böyle geçip giderken bir gün Nuranla karşılaşıyor. nuran çocuklu dul bir kadın. Mümtaz ve Nuran iyi anlaştıklarını birbirlerini sevdiklerini anladıktan sonra evlenmeye karar veriyorlar. Nuran ben çocuklu dul bir kadınım diye çekinceleri olsa da Mümtaz bunların önemli olmadığını onu sevdiğini belirtiyor. (Ben mümtaz kadar güzel seven biri görmedim. okurken duyduğu o kaybetme korkusunu, kimi zaman güvensizliklerini, ne olursa olsun sevmekten hiç vazgeçmeyişini en içinize kadar hissedeceğinize eminim.) Evlenmeye karar veriyorlar fakat Fatma(Nuran'ın kızı) Mümtazı sevmiyor, istemiyor. Hal böyle olunca da sürekli huzursuzluk çıkarıp ağızlarının tadını kaçırıyor.Mümtaz ve Nuran evlenme sürelerini biraz uzatıyorlar. Evlenme süresini uzattıklarında bazı olaylardan ötürü araya şüphe giriyor evlenelim artık biran önce deyip son hazırlıkları tamamlıyorlar. Nikahtan iki gün önce eve geliyorlar kapıyı açtıklarında Suatı kendini asmış olarak buluyorlar.(Suatın kim olduğunu da bir zahmet okuyun artık canım) Bunun üzerine Nuran evlenmek istemediğini söyleyip Mümtazı terk ediyor ve eski kocası Fahir'e dönüyor. Mümtaz bu ayrılıktan çok etkileniyor ama kendisini bırakmaması gerektiğinin farkında olduğu için hasta olan İhsanın iyileşmesine adıyor kendini. Olaylar yaşanırken Suatın hayali, Mümtazı bir an bile yalnız bırakmıyor. (Hayal ve gerçek çatışmasının en güzel temsilcilerinden biri sensin Mümtaz.) Yine bir gün Mümtaz İhsana ilaç almak için dışarı çıktığında Suatın hayali onu rahat bırakmıyor ağzı burnu kan içinde eve dönüyor. Radyoda savaşın başladığı haberlerini duyuyorlar ve kitap bitiyor. Elbetteki benim anlattığım 410 sayfalık bir kitabın özeti niteliğinde değil çok kabalama bi ön bilgi niteliğinde. Yazarın cümleleri anlatım derinliği hayal gerçek vurguları o kadar güzel ki... Kitap bundan 30 yıl kadar önce kaleme alınmış olmasına rağmen günümüzde aşamadığımız sorunlarımıza değiniyor. Okurken hiç sıkılmadım çünkü günümüzdeki sorunları bir başkasından dinlemek ve onlara aradığı cevaplar beni mutlu etti. Üzüldüm çünkü; hala aynı sorunlarla cebelleşiyoruz bir tık ilerleme kat edememişiz. Kitabın ismiyle ilgili bir şey söyleyecek olursam, kitabı almadan önce çok keyifli bir roman okuyacağımı düşünüyordum ama okuduktan sonra sadece şunu söyleyebilirim, kitapta biri mutlu ve huzurluysa anne ve babasının barışmasına sevinen Fatma'dır o kadar. Keyifli okumalar.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916.5k okunma
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.