Zorba Aşık Yorumum Bu hikayeyi sindire sindire ve eğlenerek bitirmenin mutluluğunu tadıyorum şu anda. Düküşlerin, düşesgillerin, leydimislerin ve lorddikkafalıamayakışıklıgillerin dünyasına yeniden adım attık ve burada Lord Troy, Leydi Sheena, Graham, Rhona ve Jahara'yla buluştuk. Oturduk, çay içtik. Ben çekirdeğimi çıtlattım, onlar reçelli ekmek yedi. Gizli geçitleri sırrını Sheena ile çıtlattık, Fergus'a küfrettik. Graham ile Troy'un arkasından pis pis dissler attık. Rhona ile çok pis dövüştük. Jahara'yla ben ne ara bu hallere düştüm, bakışları attık. Sheena ile Troy'un zorba aşık tavırlarına güldük geçirdik ve hayran olduk. (Sheena hayran oldu, ben Graham ile ıy gene mi bu bakışı attım.) Konusu gereği Lord Fergus, Sheena'nın babasını ve kaleyi ele geçirdi. Yetmediği gibi o gözleri yerinden çıkasıca lorddikkafalıgil bir de Lord Troy'un kalesine göz dikti. İlla benim olacak, illa oradaki tahta popoşumu koyacağım diyor, başka bir şey demiyor. Tabii Lord Troy'un ihtişamlı kalesi öyle korunaklı ki kuş uçurtmuyor oraya. (Geçen kuş uçurtmadığını okudum da kim bilir o kuş nasıl giremedi kaleye, yazık.) Lord Troy'un kalesine giden geçitli yollar, Sheena'nın babasının kızına verdiği bilgilerden geçiyor. Kızımız bu bilgileri kullanarak kendi kalesinden kaçıyor ve Lord Troy'un kalesine sızıyor. Sızıyor ama sadece sığınmak ve güvende olmak için. Kızına verilen bu haritayı babası kimseye söylememesini ve Lord Troy ile konuşmamasını diyor ısrarla. Ama Sheena ustalıkla yalanlar söylediği halde Troy'un adamları tarafından yakalanıyor ve Troy'un önüne getiriliyor. Öyle bir başlangıç geçti ki ikisinin gözlerinden, işte asıl macera buradan sonra başlıyor dedirttiriyor insana. Karakterlere bayıldığımı üstüne basa basa belirtmeliyim ve bu konuda Jenny ablaya yüzyıllar öncesine ışınlanıp aldığım şapkamı çıkarıyorum. Lord Troy'un zorba tavırlarının törpülenmesini isterdim ancak hem kitabın ismi değişirdi hem de elimizden bu kadarı geliyor diyen Sheena da onun bu zorba haline razı oluyor. Her ne kadar Lord Troy, üstün gıcık lorddikkafalıgillerden birisi olsa da; Leydi Sheena ve Lord Troy'un tatlı takışmalı, çatır çutur çatışmalı, sen benimsin bebişimli halleri bayağı hoşuma gitti. Lord Troy'u öfkeden çıldırtmasına rağmen en çok Graham Bey ve Rhona'ya bayıldım. Graham Bey (Bey denilmesini sevmiyordu dedemiz.) saçları kırlaşmış haliyle öyle güzel laflar sokuyor ki "hastasıyız dedeeeee" diye bağırmamak için kendimi zor tuttum. Rhona da dişi ve ölümcül tavırlarıyla benim gibi bir kıza "keşke böyle olsam" dedirtti. Jahara'nın hikayesi her ne kadar kısa tutulmuş olsa da kızın bir anda ortaya çıkardığı sert tavrına şok olmuştum. Umarım senin de mutlu olacağın bir zaman gelir tatlım diyorum ve kaldığım yerden devam ediyorum. Hikayedeki betimlemeler, olaylarla ilgili derin bilgilendirmeler (Büyük Birleşme olayı), karakterlerin renkli dünyaları ve tatlı diyaloglarıyla başımı aldı götürdü. Hiç sıkılmadım okurken. Aslında hikayeyi bitirmeden evvel o kadar çok yanımda taşıdım ki kimi zaman yoldaşım kimi zaman sırdaşım oldu. Kitabı bitirmeyi hiç istemedim bir yandan. Ama bitince içimdeki gülümseme isteğime engel olamadım, nasılsa bir daha buluşacağız der gibi oldum.

Zorba AşıkJennifer Royce · Parola Yayınları · 2018107 okunma

·

70 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Lunabella Capulet