Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
İnsanlığımızdan eksilerek erkek oluyoruz!..
Tayfun Atay, özellikle mevcut iktidara karşı eleştirel bir tutum sergileyen bir yazar-akademisyen-antropolog. Sadece kitaplarında değil, köşe yazılarında da görebilirsiniz bu tutumunu. Feminizm ile alakalı yapılan çeşitli araştırmalar başlarda kadının toplumdaki ezilmişliğine odaklanır. Ancak daha sonraları, kültürel normlardan aslında erkeğin de nasibini aldığı farkedilince, feminizme bir de karşı cepheden, yani tam da erkeklik üzerinden toplumda kadını geri bırakan erkeklerin tam içinden, bir araştırma başlamış. Ne derler bilirsiniz; kale içeriden fethedilir! A- Erkeklik; B- Kadınlık; C- Evlilik; Cinsellik, Aşk; D- Din, Cinsiyet, Cinsellik; E- Eşcinsellik olmak üzere toplamda 5 bölüme ayrılan kitabın ilk bölümünün ilk başlığı olan "Erkeklik En Çok Erkeği Ezer" daha önceden okuyup bildiğim ve bu kitabı almam konusunda beni heveslendiren çok güzel bir yazıydı. (İtiraf etmeliyim ki, Tayfun Atay, kitabın geri kalan kısımlarındaki yazılarında da beni hayal kırıklığına hiç mi hiç uğratmadı). Feminizme dair açılan bu "Erkek" cephelerinin temel amacı, kadın hareketlerine/haklarına karşı olmak değil, onları desteklemektir. Buradaki meseleyi şöyle tarif edebilirim: Toplumda "erkeklik" olarak oluşturulan bir kültürel normlar bütününün, aslında sadece kadını ezmediği, bizatihi kendi yaratıcısı olan erkekleri de ezdiği yönündedir. Peki bu nasıl oluyor? Bu, tıpkı bir meclisin anayasayı/yasaları yapması gibi: Nasıl ki bir meclisin, kendi çıkardığı kanunlara bizatihi kendisinin de tabi olması gibi (gerçi bizde böyle değil ama); özellikle erkeklerin oluşturduğu -ki aslında daha sonra bizatihi kadınların da bu aşağılık durumun koruyucu konumuna getirilebildiği (tıpkı gönüllü kulluk gibi ya da kendi köleliğinden memnun olmak gibi hatta daha "bizden"(!) söyleyecek olursak: 'Kocam değil mi, döver de sever de...'deki gibi)- bu erkeklik normlarına, erkeklerin de dahil olduğu ve bu durumun tıpkı kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de bir "eziyete" dönüştüğü fikrine dayanır. Toplumsal baskıların aslında ne kadar yıkıcı ve etkileyici (ki bu olumlu anlamda değil) olabileceği, "Fili öldürmek" başlığı altında George Orwell'dan alıntılanan hikayede çok güzel ortaya konmuş. Bunu şöyle özetleyebilirim; aslında ne kadar doğru olanı bilsek de doğru olanı uygulamak o kadar da kolay değildir. -Peki uygulama amacı yoksa yazarın bu metni yazmasının amacı neydi? diye bir soru sorulabilir- Ancak bence metnin esas amacı kadınların ezilmişliğini, devrim gibi bir kerede kaldırmak değil zaten; ancak bu yolda bir katkıda bulunmak... Bunu; sonuç kısmındaki; "Aslında yanlış bir olay!" başlığında verdiği örnekten kolaylıkla anlayabiliriz. Öncesini sizin okumanıza bırakarak yazıyı bitirdiği şu son satırları aktarırsam: "Bu yazdıklarımız da "erkeklik"ten her dem vurulduğunda, "Aslında yanlış bir olay!" diye çıkan ender ve kısık erkek seslerinin çoğalmasına ve gürleşmesine yol açabilirse eğer, amacına ulaşmış sayılır". Eserin içerisinde günümüz Türkiye'sine dair konulardan, çeşitli devlet 'büyükleri'nden, dizilerden, ünlülerden örnekleri bulabilirsiniz. Bunlara dair yapılan eleştirilerin, belirli bir kavrayışa sahip herkesi güldüreceğine de inanıyorum. Yazarı biraz araştırdığınızda ve yazdıklarını okuduğunuzda anlıyorsunuz ki "aslında yanlış bir olay" demeye önce kendisi başlamış, kimsenin söylemeye bile cesaret edemediği bir çok eleştiriyi yapmaktan/yazmaktan geri kalmamış. Yazarın söylemlerinin her ne kadar cürretkar olduğunu düşüneniniz olsa da günümüz Türkiye'sine dair umutsuzluğa kapılan bir çok bireyi, yazarın cesaretinin cesaretlendireceğine inanıyorum. Okuduğunda bir çok tanıdık şeye rastlamasına rağmen yine de bunları kabul edebilecek erkek sayısının az olacağına da -maalesef- inanıyorum. Ancak onlara tavsiyem; kadının toplumda örselenişine itiraz için sesiniz çıkmıyorsa, sesiniz hiç çıkmasın! Destek olamıyorsanız; köstek de olmayınız. Aslında daha anlatılacak o kadar çok şey var ki, söyledikçe büyüsü bozulacakmış gibi hissediyor insan. Keyifle okudum. Keyifle okumanızı dilerim...
Çin İşi Japon İşi
Çin İşi Japon İşiTayfun Atay · İletişim Yayıncılık · 201247 okunma
··
156 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.