Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Okurların çokluğu ve beklentileri doğrultusunda, zaman içinde, diğer tüm sanat dallarında olduğu gibi edebiyatın alt dalı olan romanda da akım ve türler şekillenmiş, farklı dünyaları içinde barındıran tarzlar karmaşası ortaya çıkmıştır. Bir kitabın birçok türden birine dahil edilmesini sağlayan belli kural ve ölçütler de meydana gelmiştir. İster cinayet ve gerilim, ister bilimkurgu ya da aşk romanı olsun, her kategorinin kendine has, kendine özgü kurgusu ve dili vardır. Bunlar yazılmamış kurallar çerçevesinde esneklik göstermektedir. Çok tercih etmediğim bir tür olsa da bir aşk romanı hep mutlu sonla bittiğini gözlemleme imkanım olmuştur. Hayal gücümüzün en son sınırlarını zorlasa bile, iyi bir bilimkurgu hikayesindeki unsurlar bilimsel olarak hep anlaşılabilir tutulmaktadır. Her türün, günümüzde yazılıp yayınlanan kitaplar arasında yer alan kendilerine ait daha küçük odaları (alttürleri) vardır. Okur bu farklı odaları anlayıp, tercihlerini bu doğrultuda yapmak durumunda kalmaktadır. Okuyacağımız; gerilim romanı şiddet içermeyen hoş bir dedektiflik öyküsü mü yoksa bir polis araştırmasıyla mı ilgili olsun, bilimkurgu romanı uzayda geçen bir aşk romanı mı yoksa psikolojik bir roman mı olsun, aşk romanı günümüzde mi geçsin yoksa doğaüstü ögeler mi barındırsın, yoksa her ikisini birden mi barındırsın? Kafanız kolayca karışabilir... Eveet... Gelelim Ruh Üşümesi'ne. Ruh Üşümesi, yazarın kahramanların ruhsal yönüne ve düşüncelerine yer verdiği, mekanları bir kamera sessizliğinde görüntüleyip ayrıntılı şekilde yansıttığı bir romandır. Aynı zamanda roman, bir oda romanıdır ( Bu türün tanımını tam olarak anlayamasam, hakkında çok bilgi bulamasam da kitabın ilk sayfasında bu "oda romanı" ibaresi ile karşılaştığım için belirtme gereği duydum.). Adalet Ağaoğlu’nun Yaz Sonu adlı romanından bir alıntısı ile başlar: ‘….hiçbirimiz bu kan ve çürümüşlük kokusunun yatak odalarımıza kadar daldığının,sevişmelerimizin içine sızdığının,o sevişmeleri doğrayıp pörsüttüğünün bilincinde değildik..’ (Yazsonu-1.basım;s.185) Henüz "Yazsonu" romanını okumadım. Ruh üşümesi elime geçince, okumaya başladım. Bu benim okuduğum ilk Adalet Ağaoğlu romanı. Sırada Dar Zamanlar Üçlemesi var, sırası gelince "Yazsonu"nu da okuyabilirim inşallah. Romanın olay örgüsünü beni oldukça zorladı, betimlenen sahneler arasında bir bağlantı kuramadım.. Kısaca; bir restorana gelen ve birbirini hiç tanımayan bir erkek ve bir kadının, hiç konuşmadan, zihnen birbirlerini arzulamalarını aktardığını söyleyebilirim. Roman, bir öğle yemeği için restorana giden, kalabalık dolayısıyla aynı masayı paylaşmak durumunda kalan, birbirini tanımayan bir kadın ile bir erkeğin bir- iki saat içerisinde yaşanıp biten, birbirlerine duydukları ilgiyi çok şiirsel bir dille anlatır. Aktarıma fonda çalan bir klasik müzik eşlik eder. Roman, yemeğin bitiminde kahramanları mekandan ayrılmalarıyla biter. Hepsi bu.. Kadın ve erkek karakterimiz isimsizdir ve kendi beyinlerinde oluşturdukları; öğrenci ve hocası, otel odasındaki kadın ve erkek, genç erkek ve kız ve reel olan lokantadaki garson ile birlikte bu karmaşık kurgunun kahramanlarıdır. Mekan özelliklerine bakacak olursak temizlik ve kirlilik üzerine çok durulduğunu görürüz, mecaz anlamlar yüklenerek özellikle vurgulandığını düşünüyorum. #41923661 #41907149 #41924278 Son olarak romanın içeriğini mercek altında ele alacak olursak, erkek ve kadının düşüncelerinde yer alan cinsel istekler ile aynı zamanda birbirlerine duydukları manevi duygular arasındaki uyuşmazlığı görürüz. Romana baştan sona erotizm hatta pornografi hakimdir. Özellikle kadın ve erkeğin birbirlerine bakarak, uzuvlarının, etraftaki objelerin veya masadaki yiyeceklerin cinsel çağrışımlarda bulunması fetişist bir açlığın göstergesidir. Diyelim ve bitirelim... keyifli okumalar
Ruh Üşümesi
Ruh ÜşümesiAdalet Ağaoğlu · İş Bankası Kültür Yayınları · 2007659 okunma
··
390 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.