Gönderi

William Shakespeare - Hamlet
Daha önce paylaştığım çevirisi Sabahattin Eyüboğlu’na ait olan Hamlet'in tiradını birde Üstad Can Yücel'in çevirisi ile okuyalım dedim. Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin? Acep hangisi, nefsine destur deyip karayazının Oklarını, güllelerini sineye çekmek mi, yoksa Bu belâ deryasına karşı isyan etmek mi Yaraşır insan olana? Öldün diyelim, uyudun, Herşey de bitti ve uyuyarak bir kalemde son verdin Tekmil kalp-ağrılarına ve o tenkafesimize musallat Binbir kahra, binbir acıya, kim istemez ki bu akıbeti Hem de cân-ı gönülden? Öldün diyelim, uyudun, Uyudun iy' ama, ya rüya görürsen. İşte işin püf yanı! Bu ölümlü dağdağadan yakayı sıyırdıktan sonra, O ölüm uykusunda kimbilir ne olmadık düşler Göreceksin, bir düşün! İşte bu kaygıdır zâten Ömrü onca uzun bir felâket haline getiren! Yoksa hangimiz dayanırdı zamanın sillesine, şamarına Zalimin zulmüne, zorbanın zartasına, zurtasına, Karşılıksız aşkın azabına, hukukun gugukluğuna, Hangimiz dayanırdı başımızdakilerin başımıza çıkmasına. Bakar mıydık yüzsüzün yüzüne hiç, paslı bir hançerle Selâmete çıkmak dururken? Hangimiz eyvallah derdi Bu çekitaşı hayatın yükü altında inleyip sıklamaya, Kara topraklarından tek bir yolcunun bile dönmediği O ölüm denen meçhul ülkeye göçtükten sonra, Başımıza ne gelir korkusu elimizi, kolumuzu bağlamasaydı Ve karşımıza ne karabasanlar çıkar bilmediğimiz için Bildiğimiz çilelere katlanmaya razı gelmeyeydik? Hep o vicdan bizleri böyle ötlekleştiren, Hep o yüzden kararımızın gözalıcı rengi üstüne Soluk benizli ikirciğin maraz gölgesi düşüyor, Hep o yüzden şaha kalkmış nice atılım Yolun, izin şaşıyor, tökezlenip duruyor, Yola çıktığına bin pişman...
·
4 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.