Her kim seni gerçekten yaşamıştır
bu inilti sürüp gider yaşamında, düşünde.
Örneğin:
Senden ayrıldıktan sonra
sana hiç benzemeyen
gerçek kentlere gittim.
Uygarlığın büyük kentlerine.
O kentlerde de insanlarla konuştum
yabancı, ama bildiğim dillerden.
(Sen benden, ben senden olduğum halde, garip yüzyıllar boyu hiç öğrenememişiz birbirimizin dilini.)
Ama her sözcüğümde, senin kokun, senin soluğun, senin yokluğun, senin yoksulluğun ve senin ölümlerinle doğumun vardı.
Asfalt yollarda saatte yüz yirmi kilometre hızla ilerleyen renk renk, biçim biçim otomobiller akıyordu.
Ama ben baktığımda koyunları görüyordum, dağlardan otlaklara inen.