Gönderi

Çiçekler Solmadan... - Mart Ayı Hikaye Etkinliği
Genç kadın sabah kalktığında güneş doğmuştu ama ona hala karanlık gibi geliyordu. Yatağından doğruldu, alırken bayıla bayıla aldığı şimdiyse kendisine oldukça boğucu gelen mor perdeleri açtı. İlk önce gözünü alan aydınlığa alışmayı bekledi, dönüp yatağa, kendi kalktığı tarafa değil diğer boş kısma baktı. Dün gece ile ilgili düşünmemek için hazırlanmaya koyuldu. Basit sade kıyafetini giyince makyaj masasına oturdu. Makyajını bu sefer her zamankinden daha koyu ve ağır yapacağı için işi yarım saat sürmüştü. Bitirdiğinde aynasında kendine baktı: Genç, sağlıklı, güzel bakımlı bir kadın vardı aynada. Bakan dönüp bir daha bakar, hiçbir derdi olmadığını düşünürdü. "İnsanlar! Herşeyi Bildiklerini sanıyorlar..." diyerek acı acı gülümsedi. Açlık hissetmese de geçmişte yiyecek sıkıntısı çekenlere has nankörlük etmeme duygusu baskın çıktı. Bir tost ve çay hazırladı kendine, sırf gürültü olsun, kendi düşünceleri ile baş başa kalmasın diye açtı televizyonu. O sırada açık televizyondan kadın sunucunun sesi kulağına ilişti. - Evet, sayın seyirciler, bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Birazdan Hürriyet Caddesinde başlayacak "Kadına Şiddete Son" yürüyüşü ile ilgili son haberler için muhabir arkadaşım Sedat’a bağlanacağız. Şimdi konuğumuz Yeni Hayat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Araştırmaları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mümtaz Hayatigil e dönüyoruz. Hoş geldiniz hocam. - Hoş bulduk. - Bugün ile ilgili izleyicilerimize neler söyleyebilirsiniz, özellikle kadınlar günü nasıl kutlanmaya başlamıştır, ekran başındaki izleyicilerimizden bilmeyip de merak edenler olabilir bizi kısaca bilgilendirebilir misiniz? - Tabii, dedi profesör o her zaman öğrencilerine sergilediği müşfik gülümsemesi ile. Genç kadın adamı dinlemiyordu, onu inceliyordu. Hafif kırlaşmış saçlarına, kemik gözlüğüne, spor ceketine bakıyordu. Yabancı biri adamın rahat 35 ten yukarı olmadığı tahmininde bulunurdu, o ise 40 ına merdiven dayadığını biliyordu. “Düşünmemeliyim, düşünmemeliyim” dedi kendine sessizce. Düşünse ağlayacaktı, delirecekti belki de. Tostundan bir ısırık aldı hırsla, yanık tadı geldi ağzına. Bu yanık tadının onu, silmek istediği, geçmişin karanlık köşelerinde kalmış hatıralarına sürüklemesine mani olamadı. Bodrum katında az güneş alan, yoksulluğun derecesini etrafınızdaki derme-çatma uyumsuz mobilyalara bakarak anlayabileceğiniz bir oda burası. Bir kadın sofra kuruyor, kulağı kapı sesinde. Hareketleri ürkek ve aceleci. Daha 30 bile olmamışken hayattan ve insanlardan yediği silleler onun ruhunu yaşlandırmış. Her daim korkulu, solgun bakışları pencerenin altında yere uzanmış resim yapan küçük kızına bakınca canlanıyor ve umut doluyor. Kapı çalmadan gelen sesi duyuyor. Hızla kapıyı açmaya yönelirken yemenisinin alından birkaç perçem çıkarıp sol gözünün üstüne doğru atıyor çünkü marifetlerini yaptıktan sonra görmeye tahammülü yok adamın. Adam kapıyı çalmadan önce açılmasından memnun oldu. - Aferin kız, öğreniyon bişeyleri artık. Bak böyle ol gül gibi geçiniriz senlen. Hazır mı yemek? - Hazır, dedi kadın sessizce. Adam hemen masaya oturdu, hızla arkasından atlı kovalıyormuşçasına yemeye başladı. Kadın da oturdu yavaşça iki lokma aldı. Adam çocuğu gösterdi: - Bu niye yemiyo? - Sabah geç kalktı biraz, kahvaltıyı da geç yapınca.. - Tamam anladık, paşa kızı sanki, geç kalkmışmış bir biz eremedik o rahatlığa. - Çocuk işte, uykuya ihtiyacı var. - Kes, kızın söz konusu olunca çenen açılıyor, şişirdin kafamı bee. Bir huzurla yemek yiyemedik şurda!! Aç bakim şu radyoyu, memlekette ne oldu ne bitti haberimiz yok. Kadın başını eğdi sessizce, sustu. Normalde de sesi çok az çıkardı zaten. Kalktı radyoyu açtı. Radyoda haber saatine denk gelmişlerdi. Günün anlam ve öneminden bahsediyordu spiker. - Kızz.. Karılar günü müymüş bugün, e kutlu olsun madem.. İstiyon mu bişey? - Yok, çok şükür, eksiğim yok. İstemem bir şey. - Haa şööle, bu şekil kanaatkar ol hep, ekmek aslanın ağzında bu devirde Çalışana ekmek vardı da, adamın çalışmaya niyeti yoktu. Peş peşe çalıştığı tüm iş yerlerinden kovulunca günübirlik işlere bek bağlamıştı adam. Oradan aldığı paranın da çoğunu kahvede, meyhanede yiyordu kendi gibi arkadaşlarıyla. Eve iki lokma ekmek kadınla çocuğun haline acıyan merhametli komşulardan geliyordu. “En azından bu kadarını yapalım” diyordu komşular, alt kattan gelen gürültülerden vicdanlarının sızlamasını azaltmak için. Adam tabağını sıyırdı, o ara ağzında tuhaf bir tat hissetti. Aksilik bu ya, yemeğin azıcık dibi tutmuştu ve o da adama denk gelmişti. - Lan, yaktın mı sen bu yemeği? Çöpe atacak çok mu yemek var? Kızına yediriyorsun en iyilerini bana gelince mi yanık yemek? Kadın korkudan titreyerek bir yandan da konuşmaya çalışıyordu: - Yo-yok, ben bilerek yakmadım. Dibi tutmuş az, tüp bitmek üzereydi çok açınca demek ki.. - Sus, bir de konuşuyor.. Laan bugün insaflı davranıyım dedim ama sen de alışkanlık yaptı başka türlü yola gelmiyon sen! Sofradan hızla kalkan adam sandalyeyi devirdi, küçük çocuk korku ile o yana baktı. Adam bir yandan kemerini çıkarıyor, bir yandan bağırıp duruyordu. Annesi sessizce ağlıyordu. - Zırlama lan boşuna! Bugün karılar günü bilmem nesiymiş ya, hadi şanslısın bugünün şerefine seni daha az dövücem!! Küçük kız bir köşede kollarını dizlerine çekmiş, nafile bir çabayla kulaklarını tıkamış, gözlerini sımsıkı yummuş sessizce ağlıyordu. Elinden başka bir şey yapmak gelmiyordu. Annesi ona sessiz olmasını ortalıkta dolaşmamasını öğütlerdi hep. "Benim kızım okuyacak, eli iş tutacak, kimseye muhtaç olmayacak" derdi kendisine hep saçlarını okşarken. "Benim çektiklerimi sakın çekme Çiçek'im" sözü yankılandı kulağında. Küçük kız yaşıtlarına göre olgun olsa da tam anlamadığı bu sözleri tutmak için yemin etti. O okuyacak, kendisi çalışıp kendisi kazanacak, annesini ve kendisini kurtaracak, onun gibi olmayacaktı. Geçmişin kötü hatıralarından kendini zor sıyırdı. Yüzündeki yaşları sildi. Yıllardır zihninin derinliklerine itelediği, düşünmemek istediği o felaketi ve ondan 1-2 gün öncesini unutmuştu. Unuttu da ne oldu peki? Kendine verdiği sözleri de unutmuştu. Daha fazla dayanamadı, eline geçen ilk şeyi aldı ve televizyona, adamın yüzüne doğru fırlattı. Ekranda bir çatlak olmuştu, tam da adamın yüzünde derin bir çizgi şeklinde yara oluşturmuş bir çatlak. Kadın bu görüntüden tatmin oldu bir an. Yere bakınca onun çok sevdiği kıymetli vazosunun kırıldığını görünce mutluluğu arttı. Hep elinin altında, ulaşabileceği yerde tutardı kadın ne kadar uyarsa da onu. “Bir gün kırılır, korunaklı bir yere koyalım” dedi, dinlemedi. Haklı çıktı işte! Kırılan vazo eski haline dönemezdi, peki onun kırılan kalbi ve ruhu? Şimdi silkinme ve hesap sorma vaktiydi. Gitti yatak odasına büyük bir özenle yaptığı makyajını sildi. Boynundaki ve elmacık kemiklerindeki izler ortaya çıktı. Kolunu sıyırdı, kendisini karşılayan morluğa baktı. Daha fazla düşünse vazgeçecekti o yüzden evden hızla çıktı. Ertesi gün bütün haber sitelerinde şu başlıklar vardı: İkiyüzlü Doçent Foyası ortaya çıktı Maske düştü Kel göründü Kadına şiddet eğitim dinlemiyor ~1 hafta sonra~ - Sayın seyirciler, bugün stüdyomuzda güçlü ve cesur bir hemcinsimi ağırlıyoruz. Çiçek Hanım, hoş geldiniz. Geçen hafta misafir ettiğim ve ben de dahil bir çok kişinin gözünde saygıdeğer olduğunu düşündüğümüz, siz olmasanız öyle düşünmeye devam edeceğimiz bir misafir ağırladık. Kendi adıma teşekkür ediyorum ve cesaretinizin herkese ilham vermesini diliyorum. - Ben çok teşekkür ederim beni burada ağırladığınız ve konuşma fırsatı verdiğiniz için. Geçen hafta boyunca maruz kaldığım hakaretleri bir tek benim gibi mağdur ama türlü sebeplerle sesini çıkarmayan kadınlara cesaret verebildiğim için katlandım. Zaten bu yola çıkarken tek amacım buydu: Sadece kendimi değil, varsa imkanım aynı durumda ya da daha beter durumda olan tüm kadınları kurtarmak. Afrika kökenli Amerikalı ünlü yazar, dansçı aktivist Maya Angelou nun bir sözü var: “Bir kadın, ne zaman kendi sesini duyurmak için ayağa kalksa, planlamamış bile olsa, tüm kadınlar için de ayağa kalkmış olur.“ Ben planlı olarak tüm kadınlar için ayağa kalktım, umarım daha çok kadına ulaşabilirim.
··
102 views
Erhan okurunun profil resmi
Elinize sağlık, güzel bir öykü. Konu klasik ne yazık ki ülkemiz koşullarında. Anlatım ve detaylar çok güzel. Teşekkürler katkınız için etkinliğe
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim yorumunuz için. Aklımda çok fikir vardı da en toparlayabildiğim bu oldu. Klasikten öte gidemedik:)
2 next answer
özlem okurunun profil resmi
Hikayenizin girişinde loş bir ışıkla oluşan başlangıç sahnesi, oldukça geniş bir parantez içinde gördüğüm gelişme bölümüyle de sona dair ayrıca bir açıklamada bulunmuş. Öyle ki hikayenizin içerisinde yer alan ve Çiçek'in vazo ile bir olan anımsama karesi, profesörü olduğu kadar anımsamanın getirdiği baba figürüne de birçok defa atıfta bulunmuş. Tost sahnesini ise ayrıca sevdim ve yazınızın daha uzun olmasını diledim... Sakin ve güçlü bir hikayeydi Gamze Hanım. Güne de yakışmasından ziyade bir teşekkür niteliğinde bir yazı... Kaleminize, yüreğinize sağlık :)
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Sizin yorumunuzu kendi hikayemden daha çok beğendim ne yalan söyleyim:) Teşekkür ederim güzel yorumunuz için. 3 te 2 si tamamdı, bugünün duygusuyla tamamladım hikayeyi. Biraz 8 Mart ı kullanmış gibi oldum...
11 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Kaydettim, hikâyeye sonra ilişeceğim. 😁😁😁
海Deryaya bakıp Mevla'yı hatırla okurunun profil resmi
Hikâyeyi okuduğumda nedense bu haber geldi aklıma. Diploma almak yetmiyor eşşeklik baki maalesef. Eğitim müfredatına nasıl insan kalınır diye kredisi oldukça yüksek bir ders eklenmeli sanki. timeturk.com/doktor-ciftin-o...
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Bu tip haberler dolu maalesef. Ben de biraz haberlerden esinlendim.
Lady Godot okurunun profil resmi
Daha uzun olsa, daha detaylı olsa da daha çok okusam dedim :) Vazo sembolüne bayıldım, "çiçeğin" içine hapsedildiği kabuğu kırması olarak anladım; umarım doğru anlamışımdır. :) Flashback de çok iyiydi, geçmişe güzel yerden bağlamışsın. Hikayeni, bunları yaşayan kadınlara örnek olacak bir şekilde ve oldukça yerinde bir alıntıyla finalize etmen ise harika olmuş. Kalemine ve güzel yüreğine sağlık. 🖤
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Kendimden hiçbir anlam yüklemedim, her okuyan dilediği gibi anlasın. Sen de şahane anlamlandırmışsın bence. Yaşasın özgürlük:)) Teşekkür ederim güzel yorumun için.
Rahime okurunun profil resmi
Gamze, bu senin ilk hikaye deneyimin miydi? Eğer öyleyse gerçekten başarılı, öyle değilse de başarılı. :)) Hikayenin içinde birbirini tamamlayan detaylar olsun, kadının hissettiği öfke ve intikam isteği olsun, çok gerçekçi ve güzel olmuş . Eline sağlık.
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, ilk diyebiliriz. Eskiden günlük yazardım onu da hikaye gibi yazdığım için oradan kalmış olabilir. Sevindim beğenmene:))
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.