Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Yalnızlık, Arayış ve Sembolizm
Bir simgeler, gizli anlamlar romanıymış aslında Anayurt Oteli. Bir kitabı konuşmadan, kazmadan kitabın vitamininden tam olarak faydalanmak mümkün değilmiş, öğrendim. Bizi rahatsız eden kitapların uykuda demlenmesi gerekliymiş belki de, çabuk yargılamamak gerekirmiş. Evirip, çevirip bir silkelemek lazımmış. Ben Atılgan ve Anayurt Oteli ile kitap emekçiliğini fark ettim. Bu kısımdan sonrasında bolca spoiler vereceğim, etkileneceğini düşünen arkadaşlara tavsiyem buradan sonrasını okumamaları. Aslında kitabı çok sevebildiğim söylenemez, karanlık temalı, durağan giden kitapları sevmeme rağmen pek iyi anlaşamadık kitapla... Evet kitapta çok fazla gereksiz cinsellik vardı ama sevmeme sebebim Zebercet'in ona buna hallenme durumundan ziyade, eeee nereye varacak bu kabarmaların sonu Zebercet diye düşünmemdi. Ortalarında bir yerlerde ne anlatıyorsunuz Sn. Atılgan diye düşündüm. Belki de nereye varacağını görmek istediğim için ilerledim. Kitaba bir kaç etiket vermek gerekirse, artık söylemeyenin sopayla kovalandığı bir kaç terimden bahsedeyim kitapla ilgili adet yerini bulsun. Postmodern ve bilinç akışı türünün bizdeki en iyi örneklerinden birisi olabilir kitap. Olay örgüsü içerisinde sık sık parantezlerle bölünen, oradan oraya atlayan anlatım okurken biraz kafa karıştırabilir, konuyu takibi zorlaştırabilir. Sürekli tekrar eden, vurgulanan kelime ve nesneler var kitapta ki buna biz "yeter anladık" diyoruz; edebiyat dünyası ise "leitmotif" adını veriyor. Ben de yeni öğrendim işte... Kusur değil bilinçli yapılan bir anlatım biçimiymiş. Bu tekniğe başvurmalarının sebebi de bir vurgu vermekmiş. Örneğin bu romanda sürekli geçen "gecikmeli ankara treni"... Neden bu kadar çok vurgulanmış bir kurcalamak gerekirmiş. Neden Zebercet ismi seçilmiş? 7 aylık doğması neden vurgulanmış?Neden ev değil de otel seçilmiş mekan olarak? Zebercet -otel ve gecikme bize sayfalarca yazılıp saatlerce konuşulacak bir sürü malzeme mi sunuyormuş yoksa? Cinselliğe takılıp kalmadan bakarsak kitapta neler görebiliyormuşuz? Bir de hepimizi rahatsız eden aşırı derecede cinsellik için kalkıp burada id, ego, super ego diyerek söylenen şeyleri papağan gibi tekrar etmeyeceğim, internette bununla ilgili yazılmış pek çok bilgi bir tık yakınınızda, ki
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
da
Murat Sezgin
Murat Sezgin
da bahsetmiş bunlardan zaten tekrar etmenin, kült roman, süper roman, harika bir psikanaliz göndermesi var deyip de içini doldurmamanın kimseye faydası yok diye düşünüyorum. Kitapta Zebercet'in kendi iç sesini, bir fikrini, neyi sevip neye kızdığını bilmiyoruz. Çünkü Zebercet'in de bir fikri yok bunlara dair ki etrafını gözetlemesi, kediye, nesnelere, oteldeki hizmetli kadına, horoz dövüşünde tanıştığı delikanlıya kabarması hep arayıştan. Tamam kabul başka türlü de anlatabilirdi belki ama belki de gerçekten rahatsız edecek bir karakter yaratmak istedi Atılgan. Başarısız olduğu da söylenemez, okuduğum en itici karakterlerden birisiydi. Başta sona simgelerle dolu bir kitap evet ama buradan da başka bir soruya varıyorum ben yine. Herkes psikanaliz, felsefe, mitoloji bilmek zorunda değilken hatta bilmiyorken düz okur bu kitaptan ne keyif alacak? Bir adamın yalnızlığı ve cinsel açıdan kendisini tatmin etmesi dışında ne anlam çıkartacak romandan bilemiyorum. Edebiyat herkes için değildir çıkarımına mı varıyor bu işin sonu? Hatta belki de yazar bilinçli olarak Oidipus simgesi, İsa göndermesi yapmadı ama okur anlamlandırmak için yoruma çok açık anlamlar yüklüyor kitaba. Yazarın tekniğini, sembolizmini sevmekle birlikte kitabı sevdim mi hala emin değilim. Okuyanı çok rahatsız edecek pek çok şey var kitapta, bitirdikten sonra fark edebilir de sembolleri yerli yerince oturtabilirseniz keyif alırsınız evet ama oturtmak zorunluluğu yok hiç birimizin. Bunu göz önünde bulundururak okuyup okumama kararı vermenizi tavsiye ederim.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201730,3bin okunma
··
122 görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Dün 6 puan verip bugün 8 puana yükseltmenden ilk yazdığın paragrafları çok iyi anlayabiliyorum Kevser. Eyy https://1000kitap.com/_Ged duy bunları duy!! :)) Bazı kitaplar için makaleler, tezler, akademik incelemeler okununca gerçekten kitaplar da çok farklı bir boyuta ulaşıyor. Çünkü standart okurlar olarak bizim bakış açımız sınırlı kalabiliyor. Sana "kitap emekçiliği" konusunda katılıyorum, postmodern ve bilinçakışının yanında Türk Edebiyatı'ndaki en deneysel kitaplardan biri olduğunu da söyleyebilirim. Leitmotif olayında haklısın, bunu incelememde belirttiğim birkaç durum hakkında kullanmıştım. Misal olarak, askerlik günlerini hatırlayan Zebercet'in sürekli ve düzenli bir şekilde traş alışkanlığı, gecikmeli tren, kadın, kedi gibi semboller. "düz okur bu kitaptan ne keyif alacak?" soruna da şöyle yanıt vermek istiyorum. Hepimiz bir gün düz okurduk, belki de hala öyleyiz, bilmiyorum. Fakat insana "sen düz bir okursun, beni daha çok araştırmalısın anlamak için" diyen bu tür kitaplar esas okuru bir tık üst seviyeye taşıyacak ve araştırmaya sevk edecek kitaplardır diye düşünüyorum Kevser. Ayrıca edebiyatta en önem verdiğim konulardan biri özgünlüktür. Kitabı ve yazarı sevmesem bile edebiyata katmaya çalıştığı özgün bir tarz sayesinde olumlu bir eleştiriyi de hak eder. Umarım daha çok kişi Anayurt Oteli'ni anlar ya da en azından anlamaya çabalar. Değerli incelemen için eline sağlık, bakalım
Osman Y.
Osman Y.
ne diyecek? :P
NigRa okurunun profil resmi
Dün de makaleleri okumuştum ama hala "Zebercet oteli giriş katından yönetir." anlatımını sevmiyorum. Fikrimi değiştiren şey başkaydı. Egolar, legolar kasıntı bulduğum açıklamalar. Gecikmeli tren, odalar, otel, erken doğması, doğumu, ölümü hepsini ince ince düşünmüş bu yönden çok sevdim. Ama bu kadar kabarık bir anlatım tercih etmese de olurmuş. :) Gizli anlam konusunda misal Bilge Karasu daha iyi bence, derin okumasan da okuduğunun bir keyfi oluyor. (Gece hariç.) Kararsızım bu konuda okur kitapla baş başa sonuçta daha fazlasını da isterse alsın ama almak istemezse de keyif alabilsin sanki. Yoksa hiç okurdan okura oradan derin okura nasıl varacak insan? Ne bileyim, yüzyılların tartışmasıdır bu belki de. :) Bu arada hiç Atılgan okumadım daha önce. Yazara bir ön yargım, bir fikrim olmadan başladım, Aylak Adam'ı da okurum sanırım.
Osman Y.
Osman Y.
"Demiştim zaten... Kült eser... Ben de çok sevmiştim... Başta ben de desteklemedim... Atılgan da zaten abimdir. :) "
8 sonraki yanıtı göster
K. okurunun profil resmi
Verdiğin puana çok şaşırdım, o gece bir hayli midemiz karışmıştı. İncelemeni de beğendim ne yalan söyleyim. Ama puanı yüksek tuttuğun için yaşadığım hayal kırıklığı ile beğen'e basmıyorum. :) Toplantı verimli geçmiş belli ki. Birçok şey öğrenmiş gibisin.
NigRa okurunun profil resmi
6 vermiştim aslında ama bence böyle uğraşılmış, katmanlanmış bir kitap olarak hak ediyor 8 puanı. Yani özelde konuştuk zaten bu kısımlar çok rahatsızlık vericiydi, ne gerek falan oluyorsun ama şey dediler böyle bir adam olamaz mı? Düşününce neden olmasın ki, çok mümkün? Bu rahatsız olduğumuz için çocuk tecavüzcülerinin hiç anlatılmamasına benzer bir durum olurdu sanki. Bilerek, isteyerek, rahatsız etmek için yazılmış bir karakterse altındaki anlamlara tutunmak daha makul. Çok güzeldi toplantı. =))
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.