Gönderi

320 syf.
6/10 puan verdi
Kadınlara odaklı biyografileri okumayı çok sevdiğim için aldım bu kitabı. Ancak kitapta Türkler o kadar kötüleniyor ki, sinirlerim bozula bozula okudum. Ayrıca gerçeklik payından şüphe duyuyorum; çünkü bazı yerlerde Türk askerlerin yaptıkları işkence ve vahşetleri detaylıca anlatıyor. Açıkçası Ermeni soykırımı konusu ile ilgili tereddütlerim olduğu için bana çok inandırıcı gelmedi. Ermeni soykırımı yıllarında Tunceli-Çemişgezek'ten Amerika'ya kaçan Arşaluys Martikanyan, nam'ı değer AURORA'nın hikayesi şöyle: On yedi yaşındaki Arşaluys Martikanyan, bir şekilde ölümden kurtularak, bir dizi Kürt ve Türk haremlerinden kaçarak, hayatının bağışlanması uğruna Müslümanlığı seçme konusundaki tüm telkinleri reddederek, 1917 yılında ABD’ye ulaşır. Arşaluys, amcasını bulabilmek ümidiyle gazetelere ilan verir. Bu ilan toplumun dikkatini çeker. Özellikle gazetenin muhabirlerinden Henry Gates ve eşi büyük ilgi gösterip, Arşaluys’u himayelerine alarak, hikâyesini yazmasını rica ederler. Bu kitap “Irzına geçilmiş Ermenistan” olarak anılır. Sosi Gevoyan’ın anlattığına göre, Arşaluys’un dokunaklı hikâyesi, New York sosyetesinden bazı kadınların dikkatini çeker ve bu kadınlar, Soykırım’dan kurtulmuş olan Ermenilere yardım etmek amacıyla tanınmış kişilerden oluşan bir komite meydana getirir. Ermenilere ve Süryanilere Destek İçin Amerikan Komitesi’ni (American Committee for Armenian and Syrian Relief) kurarlar. ABD eski başkanı William Howard Taft, savcı Charles Huse, episkopos Grier vb. kişiler bu komitenin üyeleri arasındadır. Komite üyeleri, Ermenilere ne şekilde yardım iletebileceklerini görüşerek, evsiz-yurtsuz kalmış Ermenileri açlıktan kurtarmak için bağış kampanyası tertiplemeye karar verir. Özellikle ortada kalmış olan çocuklarla ilgilenerek, bu konuyla ilgili 30 milyon dolar toplamayı planlarlar. Komite üyeleri, küçük Arşaluys’un çilelerinin gösterileceği bir film de hazırlamayı planlar. Bu film, bağış kampanyası için önemli bir imkân oluşturacak ve Amerikalılara, Ermeni halkının Osmanlı İmparatorluğu’nda çekmiş olduğu baskıları takdim edecek etkili bir araç olacaktı. İlk olarak 19 Ocak 1919’da gösterime giren “Canların Müzayedesi” filmi, rejisör Oscar Apfel’in başyapıtı olarak kabul görür. “Canların Müzayedesi”, 20 dakikalık 8 film şeridi ve Ermenilerin kendi yurtlarında maruz kaldığı barbarlıkların yer aldığı 531 sahneden oluşmaktaydı. Günümüzde, filmin sadece onda biri geriye kalmış, kalanı yok olmuştur. Bu bölüm, sergi salonlarından birinin Arşaluys Martikantyan’a ithaf edilmiş olduğu Ermeni Soykırımı Müze-Enstitüsü’nde korunmaktadır. Kendisi 1994 yılında öldüğünde, Kaliforniya'da ''kimsesizler mezarlığına'' gömülür.
Aurora
AuroraAnthony Slide · Aras Yayıncılık · 20174 okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.