Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

145 syf.
6/10 puan verdi
Baharın kapıyı çalmasından mıdır nedir bilmem. Anılara misafir olası geliyor insanın. Sanırım bu ılıklık tatlı bi sarhoşluk veriyor. Anıların en güzeli çocukluk, bunların içinde ise ilk aşkımızdır. Kişiye hep bi tebessüm hediye eder hatırlandıkça. Bir o kadar da “büyüdün sen artık”ı fısıldar. Tüm bu gelgitlerin içinde sürüklenip durursunuz işte düşününce. Çocukluğuma dair okuduğum kitaplardan biri hatırıma düştü aniden. Beni o zamanlar etkileyen yanını düşündüm bir süre. Neydi bu kitabı bana unutturmayan ve anlamlı kılan şey? Sanırım cevabı çok basit. “Duygudaşlık”. O zamanlar yaşadığım fırtınaların vücut bulmuş haliydi bu kitap. O yaşlarda, en çokta utana sıkıla hissedilen bu duyguların o sayfalarda tezahür etmesi sanırım beni rahatlatmış olmalı. “Hislere tercüman olma” meselesi işte. Öyle ki paylaşmadan edemedim bu kitabı. Kitabın dili oldukça yalın. Çocuk kitabı kategorisinde olmamakla birlikte, kitabın kahramanının 10 yaşlarında –yanlış hatırlamıyorsam o yaşlardaydı- olması bir çocuk için mükemmel bir özdeşim sağlıyor. Başkahraman Selman’ın ergenliğinin yaklaştığının sinyallerini veren alâmetifarikalar zinciri var sayfalarca. Aynanın karşısına geçip vücudundaki değişiklikleri izlerken buluyor kendini Selman. Her tarafında yeni yeni çıkan tüylere hayretle bakıyor. Olayların tamamı basitçe ev-mahalle arasında cereyan ediyor. Selman, bir vakit evininin bahçesinde dikili olan akşam sefalarının arasına giriyor. Tam hacetini burada bir güzel giderirken sarışın mı sarışın şirin mi şirin bir kız geçiyor. O dakika vuruluyor mahalleye yeni taşınan hatuna bizim Selman. Günlerce Derya’yı düşünüyor. Ağacın arkasında işini görürken kızın onu görmesi utancını atamıyor. Karnındaki kelebek hissine bir türlü anlam veremiyor. Mesela Derya’yı her gördüğün de kalbinin neden bu kadar hızlı attığını çözemiyor. Böyle böyle derken onunla arkadaş oluyor ve bir ara Derya’nın sol yanağına buse kondurup kaçarken buluyor kendini. Daha sonra bu vaziyeti ailesine açıyor ve ailenin kendisini anladığını gören Selman sevinçten havalara uçuyor. Arada başka olaylarda var muhakkak. Baya eskide okuduğum bir kitap olmasından kaynaklı hepsini hatırlayamadım, hatırladığım kısımlarından da yalnız bu kesitleri paylaşmak istedim. 13 yaşında bir kız; ailesinden gizleyerek –çünkü malum kitabın ismi tüm hislerimi aşikar eden cinstendi-, okul çantasında sır gibi saklayarak fırsatını bulduğu an okuduğu bu kitaptan, o yaşlarda neden bu kadar etkileniri şimdi daha iyi anlamışsınızdır sanırım. Sevdanın ayıp sanıldığı o günler… Ve benimle benzer duyguları olan bir akran bulmanın verdiği anlaşılmışlık… Bu kitabı kimler okumalı sorusuyla muhatap kaldığımı hissediyorum. Bu kitabı pedagojiye merakı olan her birey çok rahat okuyabilir. En özellikle öğretmenler ve çocuğunu anlama yolculuğuna çıkmış ebeveynler. Peki ya çocuklar? O yaşlarda benim elime geçtiği ve mutlu ettiği varsayılırsa pek tabi okuyabilir. En çokta yaşadığı gelişim döneminin özelliklerini ve karmaşaları anlamlandırabilmek için. Fakat şöyle bir şüphe içimi kemirmiyor değil. Benim çocukluğumda sevginin çok daha masum –çok zaman geçmese de en azından şimdiye göre- yaşandığını varsayınca acaba zaten zıvanadan çıkan yavrulara bu kitap uzatılmalı mı diye düşünüyordum. Çünkü kitabın ismi bende o yaş grubu için rahatsızlık uyandırıyordu. Bu kısmıda hallolduysa öneriye hazır diye fırladım. Adının belki bu sebepten ötürü revize edilmiş olabileceği düşüncesindeyim. Varsa bilgisi olan aydınlatsın efenim. İlk hali “Onu İlk Öptüğümde Akşamsefalarının Önünde” idi. Temas etmenin yaşı olmuyormuş düşüncesinin bilinçlerine işlemesi çekincesi benimki. Aydın(!) insanımız her ne kadar buna garip baksa da bu bir realite. Dini hassasiyetler bir yana dursun, bugün böyle bir hassasiyeti olsun olmasın birçok ebeveyn yakın çevresinin, akrabalarının dokunuşunu bile çocuğunda istemiyor. Sapkınlığın maalesef ki had safha olduğu şu günler de çocuklara olabildiğince kişisel mesafelerini korumaları gerektiği ama sevginin ayıp yahut günah sayılmayacağını öğretmek lazım geliyor. Bu dengeyi anne baba çocuğuna öğretebildiyse kitaba eyvallah.. Öbür türlüsünü bilemedim. Kalbim mutmain olmadı. Yine de karar değerli okuyucuya kalsın.
Akşamsefaları
AkşamsefalarıSibel Özman · Bu Yayınevi · 201114 okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.