Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
GIOVANNİ PAPİNİ BEY DİYECEKSİNİZ Kitaplarla ilişkimiz sanırım aşk ilişkilerimize benziyor. Bazen yanlış zamanda yanlış kitaplarla karşılaşıyoruz bazen de doğru zamanda Kaçan Ayna gibi doğru kitaplarla. Bu hiç belli olmuyor, bir bakmışız hiç beklemediğimiz bir anda, o güne dek hiç bilmediğimiz bir yazar hayatımıza hiç çıkmamacasına girmiş. Papini de benim için öyle oldu sanırım. Papini’nin asıl sarsıcı yönü yılan gibi çatallı, zehirli bir dilinin oluşu. Bunu ilginç kurgusu, felsefi bakış açısı ile de beslediği için eseri okunurken ayrı bir tat veriyor. Özellikle dilinin zehri kitabı okurken insanın kılcal damarlarına dek ulaşıyor. Biraz da abartarak anlatacak olursam bir şeker hastası günde dört kez insülin iğnesi alacağına günde dört Papini öyküsü okusa belki de şekeri kendiliğinden düşecektir. Böyle şeyler belli mi olur? Ben yazarı kişilik olarak İsmet Özel’e benzettim. İkisinin de sınırlara sığmayıp taşan dev gibi bir muhayyileleri var. İkisinin de eserlerinin gücü ve aşırılıkçı tarafları birbirine benziyor. Papini yaşadığı dönemde Mussolini hayranı imiş, hatta bu yüzden de biraz arka planda kaldığı, unutulduğu söylenebilir. İsmet Özel de muhteşem bir şair olmasına rağmen af edersiniz ama son zamanlardaki tımarhane kaçkını fikirleri ile gündem oluyor. Yazarın öykülerini Borges’in öykülerine benzettim. Ki zaten öyküleri seçen de bilindiği gibi Borges. Bu öykülerde tarihteki mitolojik bir olayın veya bir başka öykünün çatısı alınıp içine yeni bir içerik monte ediliyor. Tıpkı bizim divan edebiyatı şairleri gibi. Onlar da Leyla ile Mecnun gibi bir hikayeyi alır, defalarda kez yazarlar. Taa ki kendi yazdıklarının en iyisi olduğunu düşündükleri vakte dek. Şimdi bazı dikkate değer öykülerin içeriğine kuşbakışı bakalım. Havuzda İki Yansı öyküsünde gençliğindeki hali ile karşılaşan bir adam var. Bu öykü bana yine Borges’in bir öyküsünü hatırlattı. Kum Kitabı kitabında olacak, o öyküde Borges sanırım ihtiyar hali ile bir bankta karşılaşıyor, sohbet ediyordu. Zihinsel Bir Ölüm’de kendini yavaş yavaş zihinsel açıdan öldürüp böylece bedeninden kurtulan bir genç anlatılıyor. “Ölmeden evvel ölünüz.” sözüne ne kadar benziyor değil mi? Sen Kimsin öyküsünde bir anda kimse tarafından tanınmayan, hatırlanmayan bir kahraman var. Bu öykü bana Ömür İklim Demir’in bir öyküsünü hatırlattı. O öyküde iki arkadaş sokağa çıkıyorlar, ama ikisini de hiçbir şey duymuyordu. Böyleydi sanırım veya ben yanlış hatırlıyorum. Saçma Sapan Bir Öykü’de kendi hayatını olduğu gibi yazıp herkes tarafından anlaşılabileceğini, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceğini düşünen bir karakter işleniyor. Zweig demiş ya “Bir kez içindeki insanı anlayan, artık herkesi anlatacaktır.” Yani işte öyle. Yazar ve öyküleri böyle. Yazı gittikçe uzuyor. Aldığım notlara göre yazarsam kitap kadar inceleme yazısı da çıkacak. O yüzden şöyle deyip bitireyim: “Yazar değil, Gıovanni Papini Bey diyeceksiniz.” İyi Babil Serileri dilerim herkese.
Kaçan Ayna
Kaçan AynaGiovanni Papini · Kırmızı Kedi Yayınları · 20161,420 okunma
··
251 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.