Edgü’nün özellikle bu romanında derinden hissettiğim; her biri kendi yalnızlığında, parçalanışında, unutuluşunda olan cümlelerine rastladığımda hep kendimle karşılaşmışımdır. Romanlarının ve öykülerinin odağındaki gidişleri, bitmeyen iç savaşları ve yalnızlık konuşmalarıyla her bozguna uğradığımda beni bir tek o anlayabilirmiş hissine bürünürüm. Ve bana her daim seslenmeyi başaran cümleleriyle içimde titreyip duran yazma isteğini duymaya da böyle başlarım.