Gönderi

292 syf.
·
Not rated
·
Liked
Baudelaire'nin Kötülük Çiçekleri eserinin çevirisi Baudelaire'nin ruhunu vermekten uzak kalmış. Örneğin 'Lanetlenmiş Kadınlar' şiirinin fransızcasını dinleyip altyazidan takip edince alacağınız tad çok daha bambaşkadır. ( Bir de Fransiz dilinin fonetik yapısı guzel bir tad verir ) Türk Edebiyatının değerli şairlerinin çevirdiği şiirlerle karşılaştırıp okursanız daha büyük haz alacağınıza emin olabilirsiniz. Yine de en önemlisi fransızca öğrenip Baudlaire'yi kendi dilinden okumak. Öncelikle şiirlerinin çevrilmesi de oldukça zordur. Çünkü bir uyak düzenine göre yazmıştır. Ve dört dizeden ikisi uyumlu iken bir diğer ikisi farklı bir uyukla yazılmıştır. (A-B-A-B) sözgelimi Sait Maden bu uyak düzenine göre çevirmemiştir. Şiirde bir esdegerlilik yakalamak için şiir farklı yöntemlerle çevrilir. Benim önerdiğim yöntem ise şiirin farklı çevirilerini de okuyup kitabı bitirmek. Aksi takdirde fonetik ve anlamsal degerini kaybetme gibi bir yanlışa düşme tehlikesi ile karşılaşılır. Gelgelelim şiirlerin içeriğine. Genellikle bu uygulamada şiirler üzerine değerlendirme yapılmaz. Bunun en büyük nedenlerinden biri de, şiirin o anki zamanı tatlandırıp sönüp gitmesi niyetiyle okunmasıdır. Halbuki şiirlerin anlam dünyasına dalmak ayrı bir dünya sunar gibidir. Konu Baudlaire olunca bunu yapmamak da kanımca doğru olmaz. Şiirlerinde Tanrı'yı karşısına alıp Seytan'ın safında duran Baud, Kötülüğü de Iyiligin karşısına alır. Bu yüzden de Elem Çiçekleri, Kötülük Çiçekleri ismi gayet uygun bir seçim olmuş. Şiirlerinde din vurgularının ve Hristiyanlık inancının havarilerinin ermislerinin azizlerinin konu edilmesi; öte taraftan Habil-Kabil için yazılan şiirin içeriğine baktığınızda Tanri'nın yanlışını yüzüne vurduğunu göreceksiniz. Isa'ya sırt çeviren ermiş için: " ne iyi etti " demesi de bunun göstergesidir. Bu dinsel alegorilerin dışında ne önerir peki? Şeytansı bir yaşam da karşımıza çıkan gerçeklik nedir? Baudlaire, toplumsal çatışmaları, bireyin yalnız başınalığını, kadını, şarabı alternatif gösterir. Aşkı basit bir soyutlama olarak almaz, aşkı o toplumsal çatışmanın ve çürümenin içinde değerlendirir. Tüm şeytani tutkusuyla yeryüzünde işler onu. Gökyüzüne kucak açan bir aşkınsal değildir o, aksine bir yeryüzü kötümseridir. Pisliğin içine bulanmış bir şair edası vardır. Kitabın sonlarına doğru okuyucuya seslenişi ayrı bir şeytani haz katar ; HÜKÜM GİYMİŞ BİR KİTAP İÇİN YAZIT "Dertsiz okuyucu, çoban kadar rahat, Az’la yetinen, açık yürekli insan, İçkiye düşkün ve hüzün kokan, Bu kederli kitabı fırlat, at. Kendi söz sanatını kapmadınsa Şeytan’dan, o kurnaz ihtiyardan, At! bir şey anlayamazsın ondan, Ya da inanırsın isterik olduğuma. Ama, büyüye kaptırmadan kendini, Gözün varsa uçuruma dalmayı bilen, Oku beni, öğrenmek için sevmeyi beni, Her şeye meraklı Ruh, acı çeken, Ve gideceksin arayarak cennetini, Acı bana!... Yoksa, lanetlerim seni!" Şiirde, okuyucuya bizzat seslenir ve ona büyüye kaptırmadan onu gözlemesini ister. Bir şeytandır ve fakat sığınılacak içkin bir şeytan. Şarapla hazla erosla donanmış bir şeytan! Ve okuyucunun da cenneti bu yeryüzünde kurulmalıdır. Çünkü Baudlaire kendini sorumlu hisseder topluma karşı. Ona da tercih yapması gerektiğini söyler. O hüzünlü yasama dahil olacaksa az ile yetinmesini bilmelidir, fedakar olmalıdır. Tıpkı bir bireyin topluma karşı çıkışı gibi ! Birey kendi düşlemlerini ve cennetvari yaşantısını nasıl inşa edebilir? Şüphesiz bohem bir yalnızlıkla. Karşı çıkışlarla. Şeytanla işbirliği kurarak.
Kötülük Çiçekleri
Kötülük ÇiçekleriCharles Baudelaire · Ayrıntı Yayınları · 20162,693 okunma
·
198 views
.Z. okurunun profil resmi
Çeviri şiir okuyacağıma okumamayı tercih ederim. 😀
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.