En yaşlıları, en güçlü ve korkusuz olan arkadaşları Anatay da küçülmüş, savunmasız küçük bir çocuk gibi olmuştu. Omuzlarına çöken felaket acısıyla ezilmiş, fırtınalı havada ne yapacağını bilmeyen küçük bir tay gibi duvara dayanmış, hüngür hüngür ağlıyordu.