Nereye gittiğini bilmeyen biri var içinde ve yürüyor acının kalbine,
geçmişteki kendimi görüyorum yüzünde.
Erken çöken akşamın kasveti karışıyor eskimişliğine eşyanın,
eşyanın sakladığı hatıraya, solgun.
Daha vakit var sanılıp ertelenmiş sözcükler
ve biri daha silindi hayatın defterinden.
Islanmış yüzünden taşıyor göğsünde karar kılan keder,
buğulandı kederi ağırlayan oda,
pencereyi perdeleyen bulut
şimdi bir saçak altı arar sokak, ansızın yağmur…
Nereye gittiğini bilmeyen biri var içinde ve yürüyor acının kalbine,
geçmişteki kendimi görüyorum yüzünde.