Gönderi

256 syf.
8/10 puan verdi
Rüyalarımız gerçek midir değil midir? Gerçek değildir, denir bize.. bu, rüyaların hayatlarımız dışında yer aldığını söylemek olur.. oysa rüyalar hem bir şeylerin belirleyicisi, hem dışavurumu olarak hayatlarımızın içinde yer alırlar.. Ya anılarımız onlar gerçek midirler? Anılarımız "şimdiki zaman"da yer almazlar, bu halleriyle gerçek değildirler, oysa hayatımızın her anında bizimle beraberdirler öyleyse gerçek olurlar.. 19. yüzyıldan itibaren mantığın egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz, mantık-dışı şeyler ilgisiz kaldı demek değildir bu; rüyalarımız, anılarımız, bilincimizin gün yüzüne çıkmayan kısmı, ruh ataklarımız, masal ve mitlerimiz hiçbir zaman'da bu mantık çağında olduğu kadar ilgi görmedi ancak gerçek "mantık"la özdeş kabul edildiğinden tüm bunlar "gerçek-dışı alan"da incelendi.. Hermann Hesse, tam da bu rüyaların, anıların, ve doğa nesneleriyle kurduğumuz birdenbire ortaya çıkan ve bize sonsuzluğu o anda hissettiren o garip büyüsel ilişkilerin, "büyüsel olan"ın gerçek olduğunu, en azından gerçeklik'te bir payı olduğunu gösteriyor.. hem gerçek "mantık yasaları" ile özdeştiyse, neden en akıllılarımız, büyük dahilerin aklı, mantık dışı alanda; rüyalar, takıntılar, sapkınlıklar, şizofrenik haller ve ruh atakları ve doğaya karşı daha hassas bir bakış üretmede daha aktiftir? ******** Flüt Düşü'nde genç düşsel olanı keşfettiğinde gemideki yaşlı yoldaş birdenbire kayboluyor ve genç o yaşlının kendisi olduğunu farkediyor.. Ozan'da genç ozan yaşlı bilge bir ozanın çıraklığını yapıyor ve gerçek şiiri keşfettiğinde ustası ortadan kayboluyor.. ve "fener ile fenerin yansısı, eski zaman ile yeni zaman arasında" bir fark görmemeye başlıyor.. Yani kahraman düşsel olanın gerçekliğine eriştiğinde asıl gerçeği bulmuş, kendi özünü kavramış oluyor ve hikaye sonunda yetkinleşiyor.. bir de bu büyüselliğin kişinin kendi özüyle yani "bireysellik"le ilgisi var bu yüzden hem "Ozan" hem "Ressam" o büyüyü keşfettiğinde bunu paylaşmıyorlar.. "Düş Gezintileri"nde de yazar düşünü paylaşmıyor, çünkü bunu 'yüreğinde hissediyor, başkaları için sıradan oldugunu biliyor' Kuş'ta aydınlar halkın efsanelerini bilimin inceleme-nesnesi haline getirmek istiyorlar, fakat yazar buna izin vermiyor.. çünkü tam da inceleme dışı olarak bu mitler, hayatımızda yerini korumalı düşüncesinde yazar.. Yazar Hesse, aklın öneminin farkında, ki zaten bir Avrupalı.. ama bir Avrupalı olarak aynı adı taşıyan masalında oldugu gibi "değişik renkteki insan selinin arasına karışması gerektiği"nin farkında.. bunun için büyünün, masalların, efsanelerin ve gizemlerin hala çok önemli olduğu Hint ve Uzakdoğu diyarlarına uzanıyor yazar.. kitabı Binbir Gece Masallarından çıkmaymış gibi bir hikaye ile başlıyor, "Cüce".. kitabın dili gayet akıcı, fakat birçok hikayede tekrara düştüğünü de eklemek lazım.. kitabın ana fikri, büyüsel olanı her zaman içimizde ve iç dünyamızın dış dünyayla ilişkisinde taşımamız gerektiğidir, kitap büyülüydü bu yüzden güzeldi diyebilirim
Masallar
MasallarHermann Hesse · Can Yayınları · 2021406 okunma
·
51 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.