İlaçların etkisi onun için çok hoştu, rahatlatıyor, yalıtılmış hissettiriyordu. Aklı, sürekli yatak odasının penceresinden sokak festivalini izleyen bir çocuk gibi gözlerinin pencerelerine doğru üşüşürken, bu ilaçları içince kafatasının derinliklerinde bir yere oturuyordu. Kafasının içinde tıklım tıklım dolu bir sandalyeye kurulup dünyanın gidişatını izlemek gibi bir şeydi bu.
Her şeye bağlı olduğu ve her şeyin ona bağlı olduğu yönündeki hiper uyanıklık duygusu da sönmüştü. Ergenlik yıllarına ait psikotik ataklar, soyutlanma ve paranoya artık çok uzaklarda kalmış, geçmişte bir kez uğradığı kanunsuz bir hudut kasabası gibi olmuştu.