Gönderi

bir sigara da buraya..
trieste. güzel bir otel odası. her şey zevkli. klasik. lacivert-siyah, beyaz. televizyon. bar. radyo. orijinal resimler... yunanlı yatakta çıplak uyuyor. beyaz bir çarşaf onu kısmen örtüyor. kadın bikinisi içinde balkonda oturuyor. kamera uzaktaki damları tarıyor. televizyon antenleri. bacalar. kadın rahatlamış. bu odada kendisini dünyadan kısa süre için de olsa ayırdığı için memnun. bir sandalyeye oturup yazma işini sürdürüyor. yazmayı bırakırsa ölümüne sıkılacak gibi. artık onun için her şeyden çok sözcükler önemlidir, bir tükenmez kalemle bloknota döktüğü sözcükler. yazarken hızla sigara içiyor. ara sıra maden suyu içiyor. balkondaki masa ufak ve metalden. bir köşesinde sararmış italyanca bir gazete duruyor. odaya giriyor. uyuyan yunan’lıya dikkat bile etmiyor. o çok derin bir uykuda. ne de olsa trenle selanik’ten trieste’ye kadar geldi. yunanlı kadın için sanki odanın bir parçası. nefes alan bir eşyası. kendisi de uzanır. dinlenmeye çalışır. kadın berlin’deki odasında yatmakta. yanında Rainer yatıyor. radyo ya da kasetçalardan hafif bir müzik sesi geliyor. şarkılar... gökyüzü gri. yakında gün ışıyacak. onlar mutlu bir sevişme gecesinin sonundalar. böyle birçok gece geçirdiler. Rainer: seni şimdiye kadar birinin anladığına inanmıyorum. kadın: ne ilk, ne ikinci kocam anladı. belki bir tek kızım anlamıştır. o hep “insan görürken düşünüyor. belki de düşünen aslında gözlerdir.” diyor. daha dokuz yaşında bile değil. Rainer: onun için korkmuyor musun? kadın: hiçbir şeyden korkmuyorum. Rainer: bu gücü nereden alıyorsun? kadın: hiç’ten. ölümden. ben sonu kendime başlangıç yaptım. Rainer yatakta gökyüzüne bakar. kadın pencerenin yanına gider. yazı masasının üzerine çıkıp aşağıya bakar, çünkü merdivenlerde bir yerde başka bir kadının ağladığını duymaktadır. kadın aşağıya bakar. yavaş yavaş gün ağarır. bir kadın pencereye dayanmış, iç avluya bakmakta. sonra dirseklerine dayanır. sessizce ağlıyor.... öteki kadın: çok yalnızım... ağlar... öteki kadın: çok yalnızım... masadan aşağıya iner. yazı masasının üzerindeki kâğıtları karıştırır. her şey karman çormandır. sonra bir kâğıt bulur... kadın: sana bugün yazdıklarımı okuyacağım...
Sayfa 26 - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları - Birinci Basım: İstanbul - Nisan 1998 - Çeviren: Sezer DuruKitabı okudu
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.